Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4644 E. 2022/4664 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın, davacılar tarafından irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetlik iddiasıyla tescilinin talep edilmesine karşılık, davalı Hazine'nin taşınmazın dere yatağı vasfında olduğu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceği itirazına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına uygun olarak yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda, taşınmazın dere yatağı vasfında olduğu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair yerel mahkeme kararının, hukuka uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

.....

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, Taşköprü İlçesi Duruca Köyü çalışma alanında bulunan ve 2009 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tescilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, taşınmaz bölümünün dere yatağı vasfında olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, Kastamonu ili Taşköprü ilçesi Duruca köyünde bulunan 205 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde tespit dışı bırakılan 22.10.2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 311,33 metrekarelik yerin 205 ada 24 parsele eklenmesi suretiyle taşınmazın malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 06.12.2018 tarihli ve 2016/4167 E-2015/286 K sayılı kararı ile “...doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat bilirkişisi, fen bilirkişisi ve jeoloji mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte tanık ve yerel bilirkişilerden taşınmazın önceki durumu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, varsa imar-ihya çalışmalarının hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi beyanları bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, ziraat bilirkişinden taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, toprak yapısını, zirai faaliyete konu olup olmadığını, çekişmeli taşınmaz üzerindeki ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden ise dava konusu taşınmazın kuzeyinde dere yatağı bulunduğu göz önünde bulundurularak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, dere yatağı niteliğinde olup olmadığını, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın tüm yönlerinden çekilmiş fotoğrafları dosya arasına konulmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli, bulunabildiği ölçüde dava tarihinden öncesine ve mümkünse 10-15-20-25 yıl öncesine ilişkin yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları (ortafotolar) getirtilip, yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.... ”gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 11.12.2019 tarihli ve 2019/31 E – 2019/414 K. sayılı kararıyla; taşınmazın dere yatağı vasfında olduğu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, taşınmazın dereden kazanılmadığı, davacılara atalarından kaldığı ve tarla vasfında olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir."

6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak toplanan delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/3) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.