"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle; eski Ayaş yolu, güneyi: taşlık, batısı: ..., ..., ..., ..., ... tarlaları, kuzeyi: taşlık, ... varisleri ... tarlaları ile çevrili 49.811 m² büyüklüğündeki taşınmaza, babaları ...'ın 1980 yılında vefatından sonra doğrudan doğruya bizzat ve müştereken malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız olarak zilyet olduklarını, müvekkillerinin babalarının vefatından önceki 10-15 yıl içerisinde kadastro tespiti dışında bırakılan, tapusuz ve taşlık olan bu taşınmazı babaları ile birlikte taşlarından arındırdıklarını, ihya ettiklerini ve ziraate uygun hale getirip bu şekilde zilyetliklerini sürdürdüklerini, taşınmazın kadastro tespitinde taşlık olarak tespit ve tescil dışı bırakıldığını özel mülkiyete konu olabilecek bir taşınmaz olduğunu, Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesine göre taşınmazın adlarına tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Davalı Hazine cevap dilekçesinde özetle; zilyetlikle mülk edinilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, tanık beyanları ve toplanan delillere göre; dava konusu yerlerden Harita Yüksek Mühendisi Ömer Yurdakul'un 01/04/2010 tarihli raporu ve ekli krokisinde (K) harfi ile gösterilen kırmızı boyalı 2.136,75 m² ile (L) harfi ile gösterilen yeşil boyalı 10.352,68 m²'lik yerin nizasız ve fasılasız olarak 20 yılı aşkın süredir emek sarf ederek ölene kadar muris babaları, öldükten sonra davacılar tarafından kullanıldığı, yine Harita Yüksek Mühendisi ...'un 05/06/2009 tarihli raporunda (G) harfi ile belirtilen 2.973,65 m² ve (H) harfi ile belirtilen 12.153,88 m² yerin ise taşlık olup tarla olarak kullanılmadığı anlaşıldığından, (K) ve (L) harfi ile gösterilen yer hakkında açılan davada davacıların davalarını ispat ettiği anlaşıldığından, davalarının kısmen kabulüne, (G) ve (H) harfi gösterilen kısımlar ile ilgili olarak açılan dava açısından ise dava konusu yerde dava şartları oluşmadığından Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV.TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemece verilen karar davalı Hazine vekili ile davalı köy temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
8. Hukuk Dairesinin 21/12/2012 tarihli ve 2012/6199- 12868 E-K sayılı kararıyla; "Taraf teşkili sağlandıktan sonra dava tarihi olan 22.03.2007 tarihinden geriye doğru en az 20-30 yıl öncesine ait (1970-1987 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazlara komşu 407, 409, 421, 427, 417, 429, 428, 828, 887, 489, 490, 494, 495,496, 833 ve 834 sayılı kadastro parsellerine ait kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının, bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, komşu 487, 488 ve 501 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının hükmen oluştuğu gelen tapu kayıtlarından anlaşıldığından, bu parsellere ait hüküm dosyalarının Tapu Müdürlüğünden veya bulundukları yerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendis, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla açıklanan hava fotoğrafları, Kadastro Müdürlüğünden getirtilecek paftalar ve komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtları ile komşu parsellere ilişkin hüküm dosyalarına ait teknik bilirkişi raporlarının keşifte uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğünden gelen paftaların ise, düzenlendikleri (1970-1987 yılları arasında düzenlenen paftalar olacak) tarihlere göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı veya hangi nitelikte bulundukları konusunda uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtayın denetimine açık gerekçeli rapor alınmasının" gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 04.02.2020 tarihli ve 2019/87 E., 2020/68 K. sayılı kararıyla, taşınmazın en geç 1971 yılından bu yana davacıların davasız ve aralıksız malik sıfatı ile tarım arazisi vasfı ile zilyetliğinde bulunduğu, taşınmazın tereke ile bir ilgisinin bulunmadığı, TMK.nın 713. maddesindeki olağanüstü kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tescil harici bırakılan fen bilirkişisi ...'nın 25/12/2014 havale tarihli krokisinde (K1) ile gösterilen 2066,00 m²'lik yer ile aynı krokide (L1) ile gösterilen 5760,00 m²'lik yerin tarla vasfı ile taşınmazların 32 pay üzerinden 16 payın ... adına, 16 payın da 4 payının ..., 3'er payının ..., ..., ... ve ... adına tapuya tesciline, (K2) ile gösterilen 3.281,00 m²'lik yer ile (L2) ile gösterilen 8.095,00 m²'lik yerin tarla vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
4.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemece verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5.İkinci Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08/03/2019 tarihli ve 2016/6187 E., 2019/1578 K. sayılı kararıyla; “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıya davaya ilişkin savunmalarını ve delillerini sunması bakımından imkan tanınması” hususlarına değinilerek karar bozulmuştur.
6.Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; aynı gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, tescil harici bırakılan fen bilirkişisi ...'nın 25/12/2014 havale tarihli krokisinde (K1) ile gösterilen 2066,00 m²'lik yer ile aynı krokide (L1) ile gösterilen 5760,00 m²'lik yerin tarla vasfı ile taşınmazların 32 pay üzerinden 16 payın ... adına, 16 payın da 4 payının ..., 3'er payının ..., ..., ... ve ... adına tapuya tesciline, aynı bilirkişi raporunda (K2) ile gösterilen 3.281,00 m²'lik yer ile (L2) ile gösterilen 8.095,00 m²'lik yerin tarla vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
7.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıdabelirtilenkararınakarşısüresiiçindedavalı
Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, zilyetlikle kazanım şartlarının davacılar lehine oluşmadığını öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 1955 yılında yapılan kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın davacılar adına tescili isteğinden ibarettir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1955 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı saptanmıştır.
9.3.2. Davacıların zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak tapuya tescil isteğinde bulunduğu belirlenmiştir.
9.3.3. Öte yandan, İlk Derece Mahkemesince zilyetlikle mülk edinme koşulları üzerinde durularak sonuca gidildiği görülmüştür.
9.3.4. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, bozma kararına uygun işlem yapılarak Mahkemece (IV/6.) no.lu bentte belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
07/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.