Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4731 E. 2022/4617 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında terekesinden çıkardığı taşınmazlar üzerinde, kadastro çalışmaları sonucu erkek kardeşler adına tescil edilen tapu kayıtlarının iptali ve mirasçılar adına tescili talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından sağlığında erkek çocukları arasında paylaştırıldığı ve kız çocukları ile eşinin de bu duruma rıza göstererek kendi paylarından feragat ettikleri, dolayısıyla taşınmazların miras malı niteliğinde olmadığı değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılıp yeniden hüküm kurularak davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., dava konusu 153 ada 1, 155 ada 3, 4, 5, 6, 9, 10 ve 13, 157 ada 3, 162 ada 16, 164 ada 23, 29, 41 ve 50, 165 ada 1 ve 173 ada 3 parsel sayılı taşınmazların miras bırakanları ...'dan intikal etmiş olmasına rağmen kadastro tespitleri sırasında erkek kardeşleri adına tespit ve tescil edildiğini, kardeşlerinden ........’ın babasının sağlığında tüm haklarını aldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., dava konusu taşınmazların babası ...'a ait iken ölümünden sonra tüm kardeşlerin bir araya geldiklerini ve rızai olarak bu taşınmazların erkek kardeşler üzerinde kalmasına karar verdiklerini, murisin eşi ve bütün kız kardeşlerin hiçbir şekilde pay istemediklerini, kendi miras paylarından erkek kardeşleri lehine feragat ettiklerini, belirtilen taşınmazlarda anneleri ve kız kardeşlerinin haklarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... ise, murisin eşi olduğunu, eşinin ölümünden sonra bütün mirasçıların bir araya gelerek rızai olarak tüm taşınmazların erkek çocuklar üzerinde kalmasına karar verdiklerini, kendi miras paylarından erkek çocuklar lehine feragat ettiklerini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.

3. Davalılar ..., .........., ..., ..., ..., ... ve ... da benzer beyanlarda bulunarak özetle; murisleri ...'ın ölümü sonrasında tüm mirasçıların bir araya gelerek paylaşım yaptıklarını, kız kardeşlerinin ve annelerinin erkek kardeşleri lehine miras paylarından feragat ettiklerini, buna göre de uzun yıllar boyunca taşınmazların erkek mirasçılar tarafından kullanıldığını, kadastro tespitlerinin adlarına yapıldığını açıklayarak, davanın reddini savunmuşlardır.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/11/2017 tarihli 2016/299 E., 2017/233 K. sayılı kararıyla, mahalli bilirkişi ve tanıkların yapılan keşifte dava konusu taşınmazların miras bırakan ...'dan kalma taşınmazlar olduğunu, ...'dan kalan taşınmazlardan sadece erkek çocuklarına pay verildiğini, kız çocuklarına pay verilmediğini, ...'ın mirasçıları arasında taksim yapılıp yapılmadığını bilmediklerini ifade ettikleri, davacının dava dilekçesinde miras bırakan ...'ın diğer mirasçılarını davalı olarak gösterdiği ve diğer mirasçılara davalı sıfatıyla tebligat gönderilerek taraf teşkilinin sağlandığı, ancak yargılama giderlerinin dava konusu taşınmazların tapu malikleri üzerinde bırakılmasının hakkaniyete daha uygun olacağı ve ilçenin coğrafi ve kültürel durumu dikkate alındığında gelenek görenek olarak kız çocuklarına mirastan pay verilmediği de göz önüne alınarak davacının iddialarını yapılan keşifte ispat ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Sivas ili Kangal ilçesi Eymir köyü köyiçi mevkiinde bulunan 155 ada 3-4-5-6-9-10-13 parsel, 173 ada 3 no.lu parsel, 165 ada 1 parsel, 164 ada 41 parsel, 164 ada 50 parsel, 157 ada 3 parsel, 162 ada 16 parsel, 153 ada 1 parsel, 164 ada 23-29 parsellerin mevcut tapu kaydının iptali ile miras bırakan ...’ın mirasçıları adına Kangal Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/253 Esas 2013/290 karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında son ada parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri istinaf dilekçesinde özetle, hakimin tarafların talepleriyle bağlı olduğu ilkesinin ihlal edildiğini, davacı tek kişi olduğu halde bütün mirasçılar adına tescil kararı verilmesinin usule aykırı bulunduğunu, davanın muris muvazaası ile ilgisi bulunmadığını, usule uygun taraf teşkilinin sağlanmadığını, keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişilerin ve tanık anlatımlarının davacı iddiasının aksini kanıtladığını, muristen kalan taşınmazlarda kız kardeşlerin ve annelerinin paylarından davalı kardeşler lehine feragat ettiklerini, yapılan bu taksimden tüm kardeşlerin haberleri bulunduğunu, buna göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken talep de aşılarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın kaldırılması ve davacının davasının reddine karar verilmesi isteği ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesinin 19/02/2020 tarihli 2018/1422 Esas 2020/179 Karar sayılı kararıyla, mirasbırakan ...’ın dosya arasında yer alan mirasçılık belgesine göre, 21.01.1999 tarihinde öldüğü, tarafların tümünün mirasçıları olduğu, dava konusu taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanlarından kaldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, somut olayda çözümlenmesi gereken hususun; muristen intikal eden dava konusu taşınmazların taksim edilip edilmediği noktasında toplandığı, dava konusu taşınmazların davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tespit ve tescil edildiği, davanın adı geçen davalılarla birlikte kayıt maliki olmayan diğer mirasçılara da yöneltilerek açıldığı, her ne kadar kayıt maliki olmayan mirasçıların davalı olarak gösterilmesi yerinde değil ise de, yargılama sırasında alınan beyanlarının taksim hususunda uyuşmazlığın çözümlenmesi bakımından değerlendirildiği, kayıt maliki olmayan davalı mirasçıların açıklamaları ve keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişiler ile tanık beyanlarından dava konusu taşınmazların muris ...'a ait olduğu, ...'ın sağlığında taşınmazlarını erkek çocuklarına vererek terekesinden çıkardığı, kızlarının ve eşinin murisin bu tasarrufuna itirazları olmadığı gibi, erkek mirasçılar lehine miras paylarından feragat ettiklerini bildirdikleri, murisin ölümü sonrasında da taşınmazlarda kayıt maliki mirasçıların kullanımlarını sürdürdükleri, murisin paylaşımı doğrultusunda kadastro tespitlerinin yapıldığı, tespit tutanakları düzenlenirken de murisin mirasçı olan kızlarına sorulduğu, yapılan taksime rıza gösterdiklerini açıkladıkları,bu haliyle, dava konusu taşınmazların murisin sağlığında, muris tarafından erkek çocukları arasında paylaştırıldığı, bu şekilde dava konusu malların murisin terekesinden çıktığı, diğer deyişle, taşınmazların miras malı niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uymayan gerekçe ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaati ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nun 353/1-b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacının hiçbir şekilde mirastan feragat etmediğini, davalılar tarafından buna ilişkin olarak dosyaya sunulmuş herhangi bir delil de bulunmadığını, tarafların yaşamış olduğu ilçenin coğrafi ve kültürel durumu da dikkate alındığında gelenek–görenek olarak kız çocuklarına mirastan pay verilmediği de göz önüne alındığında davalıların davacıya mirastan pay vermek istemediği hususunun anlaşılacağını, davacının taşınmazların kadastro işlemi sırasında davalılar lehine tescil edilmesine rızasının bulunmadığını, dinlenmiş olan davalı tanık beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, tanıkların da aynı coğrafyada ve kültürel ortamda yaşayan, kız kardeşlere pay verilmemesini düşünen insanlar olduğunu, davalılar tarafından dosyaya sunulmuş yasal şartları taşıyan geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinin bulunmadığını, murisin taşınmazları erkek çocuklar arasında paylaştırdığına ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığını, davacının Anayasa ile güvence altına alınmış mülkiyet ve miras hakkının korunması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda Sivas ili Kangal ilçesi Eymir köyü çalışma alanında bulunan 153 ada 1, 155 ada 6 parseller ..., 155 ada 3, 157 ada 3 parseller ..., 155 ada 4 parsel, 164 ada 50 parsel ..., 155 ada 5 parsel, 164 ada 29 parsel ..., 164 ada 23 parsel, 173 ada 3 parsel ise ... adına, 155 ada 9, 10, 13, 164 ada 41 ve 165 ada 1 parseller 1/5'er paylı olarak ... ve ... adlarına 162 ada 16 parsel ise 1/2 paylı olarak ... ve ... adlarına tespit edilmiş, itirazsız kesinleşen tutanaklar 06.01.2019 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Tutanaklarda ise taşınmazların miras yoluyla intikal ve hibe suretiyle adı geçenlere verildiği açıklanmıştır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2.İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.