Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4740 E. 2022/4971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi döneme ilişkin olarak köy tüzel kişiliğine ait olduğu iddia edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğinin bulunup bulunmadığı ve bu zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın mera vasfında olmadığı, özel mülkiyete konu olabilecek nitelikte olduğu ve davacının taşınmazı hayvan otlatmak suretiyle ekonomik amaca uygun olmayan bir şekilde kullandığının anlaşılması nedeniyle zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin taşınmazları mera vasfıyla sınırlandırarak Hazine adına tesciline ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: KELES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne kararın kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Keles ilçesi 108 ada 3, 4 ve 111 ada 27 parsel sayılı taşınmazların Pınarcık köy tüzel kişiliğine ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında köy tüzel kişiliği adına tespiti yapılması gerekir iken davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, Büyükşehir Yasası gereğince köy tüzel kişiliğinin sona erip kendi belediyelerine bağlanmış olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tapuya kayıt ve tescile karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında 108 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasından feragat etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Hazine adına tespit ve tescillerinin yapıldığını, 108 ada 4 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Keles Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/05/2019 tarihli ve 2017/39 E., 2019/30 K. sayılı kararıyla; yapılan keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanları değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazların kadimden beri Pınarcık köyü halkının ortak kullanımında olduğu, köylülerin bu taşınmaz üzerinde hayvanlarını otlattıkları, dinlendirdikleri, yan parselde bulunan çeşmeden hayvanları suladıkları, önceden yamaç halinde olduğu, ekilip biçildiği, sonra buradaki toprağın bir kısmı alındığı için ekilemez olduğu, dede hayrı ve yağmur duası gibi dini pratiklerin uygulandığı, meydan ve mesire alanı işlevi gördüğü ve bu kullanımların taşınmazların niteliğine aykırı düşmediğine dair mahkemece kanaat hasıl olduğu, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde çekişmesiz ve aralıksız en az 20 yıldan beri zilyetliğini belgelerle, bilirkişi veya tanıkla ispatlayan zilyet adına tapuda kayıtlı bulunmayan yerlerin tespit edilebileceği, yine TMK'nın 713. maddesinde tapu kütüğünde kayıtlı olmayan taşınmazın davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süre ile ve malik sıfatı ile zilyetliğinde bulunduran kişi o taşınmazın üzerinde mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebileceği düzenlemesinin bulunduğu anlaşıldığından Pınarcık köyünün zilyetliği de dikkate alınarak, davacının dava konusu kısma 20 yılı aşkın süredir malik sıfatı ile zilyet olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, Keles ilçesi Pınarcık Mahallesi 108 ada 3 ve 111 ada 27 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 108 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Keles Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde; davanın lehe sonuçlanmış olmasına rağmen, yargılama giderleri ve nispi vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının yerinde olmadığını, bakiye karar harcının da kendilerine yükletilmiş olduğunu belirterek, Mahkeme kararındaki hataların düzeltilerek yeniden karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde, Mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, taşınmazların bölgedeki halk tarafından kamu orta malları kapsamında kullanıldığını, bu tür kullanımların Kadastro Kanunu'nun 16. maddesine göre sınırlandırılmasının yapılması gerektiğini, özel mülkiyete konu olabilecek hususların gözden kaçırıldığını belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 03/06/2020 tarihli ve 2019/996 E., 2020/525 K. sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan keşif sonucu, gerek komşu köylerden, gerekse dava konusu köyden dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından ve gerekse ziraat ve orman bilirkişilerin ortak raporlarından dava konusu taşınmazların zirai amaçla kullanılmadıkları ve Pınarcık köyü halkınca hayvanların otlatılması dinlendirilmesi ve sulanması amacıyla kullanılageldiği, bu itibarla mera vasfında olduğu anlaşılmakla bu niteliği ile sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmesi gerektiği, kabule göre de, salt hayvan otlatmak ekonomik amaca uygun ve kazanmayı sağlayan bir zilyetlik olarak kabul edilemeyeceğinden 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca tescile karar verilmesi ve dava lehine sonuçlandığı halde karar harçları ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, ...nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına;

(a) Davacının davasının kısmen kabulü ile,

(b) Bursa ili, Keles ilçesi, Pınarcık Mahallesi 111 ada 27 parsel nolu taşınmaz ile Bursa ili, Keles ilçesi, Pınarcık Mahallesi 108 Ada 3 parsel nolu taşınmazın tapusunun iptali ile; mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydına,

(c) Bursa ili, Keles ilçesi, Pınarcık Mahallesi 108 ada 4 parsel nolu taşınmazla ilgili davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunda taşınmazların özel mülkiyete konu olabilecek ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirtildiğini, taşınmazın mera olarak kabulünün yersiz olduğunu, köy tüzel kişiliği lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, Yerel Mahkeme kararının belirtilen usul ve eksikler giderildikten sonra düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de kararın içeriği gereği davanın reddedilmiş olduğu, yargılama masrafının ve kısmen avukatlık ücretinin Hazine üzerinde bırakılmasının yerinde olmadığını, taşınmazın vasfının mera olarak değiştirilmesi durumunda Hazinenin davanın haksız tarafı sayılarak yargılama masrafı ve vekalet ücretlerinden sorumlu tutulmasının yerinde olmadığını belirterek, temyiz talebinin kabul edilmesinin talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

3.3.2. Davacı çekişmeli taşınmazların evvelinde köy tüzel kişiliğine ait olduğunu, köyün tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle taşınmazların kendilerine devredildiği gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacı lehine zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından taşınmazın hayvan otlatmak maksadıyla kullanıldığının anlaşılması nedeniyle kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, taşınmazların vasfının mera olarak değiştirilerek özel siciline kaydına karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

3.3.3. Mahallinde yapılan keşif sırasında her ne kadar taşınmaz üzerinde hayvanların otlatıldığı belirtilmiş ise de alınan ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın mera olduğu yönünde herhangi bir açıklama bulunmadığı gibi, taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirtildiği, taşınmazın bitişiğinde mera bütünlüğünü sağlayacak herhangi bir mera parseli bulunmadığı öte yandan, davacının çekişmeli taşınmazları hayvan otlatmak suretiyle kullandığı, bu şekilde kullanımın ekonomik amaca uygun bir kullanım olmadığı, dolayısıyla zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığının anlaşılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kararın kaldırılarak taşınmazların vasfının mera olarak değiştirilmek suretiyle özel siciline kaydına karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.