"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar müdahiller vekili ve Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02/12/2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Hazine vekili Avukat... müdahil ... ve arkadaşları vekili ...... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı ... ve arkadaşları, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; kadastro çalışmaları sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve Hazine adına kayıt miktar fazlası olarak hükmen tescil edilen 808 parsel sayılı 542.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Davalı Hazine, taşınmazın mahkeme kararı ile Hazine adına tescil edildiğini ve hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yargılama sırasında ... ve müşterekleri, irsen intikal ve tapu kaydına dayanarak davaya katılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesince “Tarafların dayanağı olan tapu kayıtlarının tesisinden itibaren getirtilmesi, kayıtların başka taşınmazlara revizyon görüp görmediğinin araştırılması, yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılarak, yöntemince tapu kaydının uygulanması ve zilyetlik durumunun hava fotoğraflarından da faydalanarak belirlenip sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, müdahil ... ve müştereklerinin davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının taşınmaza uyduğundan bahisle davacıların davasının kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen 127.500 ve 100.000 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3.maddesinde tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 03.04.1998 tarihinde hükmen kesinleşmiş, ... ve arkadaşları tarafından açılan davaya, müdahil davacı ... ve müşterekleri 20.07.2015 tarihinde müdahale talebinde bulunmuşlardır.
Müdahil davacıların mirasçısı olduğunu iddia ettikleri kök muris ..., Türk Medeni Kanunu'nun yürürlük tarihi olan 1926 yılından önce vefat etmiş olması nedeniyle terekesi müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğu göz önüne alındığında, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile müdahale tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakta olup, müdahillerin davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmiş ise de sonucu itibariyle davanın reddine karar verildiğinden müdahil davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemece, bozma ilamına uyulmakla bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılması gerekirken bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, dayanak tapu kayıt uygulaması çekişmeli taşınmaza komşu taşınmaz tutanakları ve varsa belgeleri getirtilmeden yapılmış, komşu taşınmazların çekişmeli taşınmazı ne olarak okuduğu üzerinde durulmamıştır. Bundan ayrı taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin ne olduğunun tespiti yönünden ziraatçı bilirkişinin yetersiz ve soyut içerikli raporu ile yetinilmiş, bu hususta bozma ilamında belirtildiği halde 3 kişilik ziraat mühendisi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış hava fotoğrafları temin edilmeden hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaza tüm yönlerden komşu taşınmazların tutanak örnekleri varsa oluşumundan itibaren dayanakları olan kayıtlar ve haritaları getirtilmeli, ayrıca çekişmeli taşınmaza ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaza ait tüm hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden celp edilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, yöreyi iyi bilen, tarafsız ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve daha önceki keşiflere katılmamış üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılmalı, tapu kaydının hudutlarının mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, davacı tarafın dayandığı tapu kaydına kapsam tayin edilirken tapu kaydının revizyon durumu da gözetilmeli, tapu kayıt maliki ile davacı tarafın akdi veya irsi ilişkisinin olup olmadığı belirlenmeli, teknik bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerini ve uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir ayrıntılı kroki düzenlettirilmeli; tapu kaydının sınırlarının sabit olup olmadığı üzerinde durulmalı ve böylece kapsamı belirlenmelidir.
Bundan ayrı keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar- ihyanın ne zaman tamamlandığı, davacı tarafın taşınmaz üzerinde ne şekilde tasarrufta bulunduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki tarımsal niteliğini bildiren, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, kot farkını, eğimini, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan, dosya arasına getirtilen tüm hava ve uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi suretiyle, taşınmazın fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli, tarımsal faaliyetin bulunup bulunmadığı ve sınırlarının sabit olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden davalı Hazine vekili için 3.815.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınmasına, temyiz edilen davacılar vekili için 3.815.00.-TL duruşma vekalet ücretinin asli müdahillerden alınmasına ve aşağıda yazılı 4,90 TL bakiye harcın asli müdahillerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.