"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : HAZİNE V.D.
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Çorum ili Dodurga ilçesi Berk köyünde bulunan tahminen 35.000,00 m2 miktarındaki taşınmaza davacıların babaları Ali Berk ile Mehmet Berk’in 50 yıldır yarı yarıya zilyet olduklarını, taşınmazı imar-ihya edip tarla haline getirdiklerini, Ali Berk’in hissesinin ölümü ile mirasçılarına geçtiğini, Mehmet Berk'in de hissesini oğlu davacı ...’e sattığını ileri sürerek, taşınmazın davacılar adına hisseleri oranında tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altın bulunan taşınmazlardan olduğunu, mülkiyetinin zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/03/2015 tarihli 2012/1193 Esas 2015/272 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmalarının 1955 yılında tamamlandığı, dava konusu taşınmazların çay ve ırmak yatağı olması nedeniyle tespit dışı bırakıldığı, taşınmazın davacılar ve murisleri tarafından kadastro tespitinden sonra 40-50 yıldır emek ve masraf harcanmak suretiyle kullanıldığı, düzleştirilerek çeltik tarımı yapıldığı, imar - ihya sonucu kazanım şartlarının oluştuğu, imar ve ihyanın 1964 yılında tamamlandığı o tarihten dava tarihine kadar dava konusu yerlerin ekonomik amaca uygun bir şekilde kullanıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüyle 27.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 2.147,05 metrekarelik kısım ve aynı raporda B harfi ile gösterilen 43.602,23 metrekarelik kısmın davacılar adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, görev itirazlarının incelenmediğini, davanın süresinde açılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, tapuda kayıtlı taşınmaz için tescil davası açılmayacağını, dosyada toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın imar ihya edilmediği sabit olduğu halde, Mahkemece bu delillere değer verilmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, imar-ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tespit harici bırakılan taşınmazın davacılar adına tapuya tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’
713/4. maddesi “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur”
713/5. maddesi “Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur”
713/6. maddesi “Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de, araştırma ve incelemenin yeterli olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için yasanın aradığı tüm koşulların eksiksiz olarak davacı taraf lehine gerçekleşmiş olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmiş olması gerekmektedir.
Dolayısıyla davacı tarafın önce dava konusu taşınmazı masraf ve emek sarf ederek imar ve ihya ettiğini daha sonra da tarıma elverişli hale getirdikten sonra çekişmesiz ve aralıksız 20 yıl zilyet olduğunu belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile ispat etmesi gerekir.
Tescil davalarında TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ilanlar ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık itiraz süresinin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde, usulüne uygun şekilde yasal ilanlar yaptırılmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, ziraatçı bilirkişi raporunda taşınmaz bölümünün ne zaman imar-ihya edilmeye başlandığı, ne zaman imar-ihyasının tamamlandığı hususlarında açıklama yapılmadan sadece kullanıma ilişkin beyanda bulunulduğundan dava konusu bölümde imar-ihyanın başlangıç tarihi ile tamamlanma tarihi belirlenememiştir. Taşınmaz bölümünün niteliğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin tespiti yönünden üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, nizalı bölümün öncesinde çay ve ırmak yatağı olması nedeni ile tespit harici bırakılmış olmasına rağmen keşife jeolog bilirkişi götürülmemiş, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı taraf lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı somut olarak ortaya konulmadan yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetiminin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, çekişmeli taşınmazı ve yöreyi iyi bilen, mümkün olduğunca yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, jeolog bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak bu keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan; taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin Mahkeme hâkiminin gözlemi keşif tutanağına yansıtılmalıdır.
Ziraatçı bilirkişi kurulundan; çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, imar ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar ihyanın başlangıç tarihi ile varsa tamamlanma tarihlerinin açıkça gösterildiği, çekişmeli bölümler ile komşu taşınmazların toprak yapıları ve nitelikleri hususunda fark bulunup bulunmadığı ve çekişmeli bölümlerin niteliğini, kullanım durumunu ve zilyetlik süresini kesin olarak belirleyen, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösteren renkli fotoğraflarının eklendiği, önceki raporu da irdeleyen bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor istenilmelidir.
Jeolog bilirkişisinden dava konusu taşınmaz bölümlerinin önceden ırmak ve çay yatağının kesiştiği alan olması nedeni ile tespit harici bırakılması hususu göz önünde bulundurularak, dava konusu yerlerin önceki ve şimdiki niteliğini, çay ve ırmak yatağı niteliğinde olup olmadığını, evveliyatının çay veya ırmak yatağı niteliğinde olup olmadığını yataktan kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif su yatağında kalıp kalmadığını, aktif çay veya ırmak yatağında kalmıyor ise suyun etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları tevdi edilerek, hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeğinin harita çizim programları aracılığıyla eşitlenmesi suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğini, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte bitirildiğini ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
Fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmelidir. Ayrıca TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılmalı, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanakları dosya arasına konulmalı, yasal 3 aylık sürenin dolması beklenilmeli ve böylelikle menfaati olanlara itiraz hakkı tanınmalı daha sonra davacılar yararına dava tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmelidir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.