Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4850 E. 2022/5918 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil davasında, davacıların malik sıfatıyla zilyetliklerini ispat edip etmedikleri.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca, dava konusu taşınmazlar üzerinde kadastro tespit tarihine kadar malik sıfatıyla kesintisiz ve çekişmesiz 20 yıllık zilyetliklerini ispatlayamadıkları gözetilerek, davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine dair karar süresi içerisinde bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla süresi içerisinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi dosya incelendi, gereği düşünüldü;

I. DAVA

Kadastro sonucu kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Çamardı ilçesi, Yeniköy köyü çalışma alanında bulunan 193 ada 26 parsel sayılı taşınmaz eşit hisselerle davacıların mirasbırakanı İsmail Maden ile davalıların mirasbırakanı ... adına, 193 ada 30 parsel sayılı taşınmaz davalıların mirasbırakanı ... adına, 139 ada 41 parsel sayılı taşınmaz ise ham toprak vasfıyla Hazine tespit ve tescil edilmiştir.

Davacılar kadastro sırasında dava konusu 193 ada 26 parselin ½ payı ve 30 parselin tamamının davalıların mirasbırakanı ... adına, 193 ada 41 parselin ise Hazine adına tespit ve tescil edildiğini oysa ki dava konusu 193 ada 26 no.lu parselin tamamının, aynı ada 30 ve 41 parsellerin ise keşifte göstereceği kısımlarının davacıların mirasbırakanı İsmail Maden’e ait olduğunu, bu kişinin çekişmeli taşınmazları önceki malikten haricen satın aldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset belgesindeki payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, çekişmeli 193 ada 41 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... v.d., taşınmazın murisleri ...’dan intikal ettiği, zilyetliğin kendilerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/10/2012 tarihli 2009/34 Esas - 2012/133 Karar sayılı kararıyla, dava konusu 193 ada 41 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın reddine, aynı ada 26 ve 30 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulüne, 193 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının Ali oğlu ... adına diğer payın ise veraset belgesindeki paylar oranında davacılar adına, 193 ada 30 parsel sayılı taşınmazın ise, 3.448,24 metrekarelik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile bu kısmın veraset belgesindeki payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin bahsi geçen kararı süresi içerisinde 193 ada 41 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacılar vekili tarafından, davanın kısmen kabulüne dair bölümü yönünden davalı ... tarafından temyiz edilmiş, davalı Hazine vekili ise vekalet ücretine hasren ve resen belirlenecek sebeplerle Yerel Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını istemiştir.

2. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.12.2013 tarihli ve 2012/15226 Esas, 2013/19009 Karar sayılı kararı ile; "Dava konusu 193 ada 41 parsel sayılı taşınmaz kadastro sonucunda ‘’ham toprak’’ vasfıyla tespit edildiğine göre, bu taşınmazın zilyetlikle iktisabı için davacı yararına mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının uzman ziraat mühendisi bilirkişi raporu ve hava fotoğraflarından istifade edilerek belirlenmesi, 193 ada 26 ve 29 parseller yönünden ise davacılar 1977 tarihli satış senedine ve bu senetle birleşen zilyetliğe dayandıklarına göre söz konusu senedin dava konusu taşınmazlara yöntemine uygun biçimde uygulanması, bu yerlerin senet kapsamında kalıp kalmadığının net olarak açıklığa kavuşturulması, ayrıca, satış senediyle birlikte davacıların miras bırakanının ve murisin taşınmazı satın aldığı bayiilerinin bu yerlerdeki zilyetliğinin aralıksız çekişmesiz devam ettiğinin belirlenmesi" gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına hükmedilmiştir.

3.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/01/2015 tarihli ve 2014/23 Esas, 2015/5 Karar sayılı kararı ile 193 ada 41 parsel sayılı taşınmaza karşı açılan davanın reddine, 193 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hisse ile ... adına olan tapu kaydı ile 193 ada 30 parsel sayılı taşınmazın 3.402,92 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda anılan kararı davacılar vekili ve davalılar ..., Müzeyyen Beyhan, ..., ... ile davalı ... vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.

5.Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.04.2018 tarihli ve 2015/13301 Esas, 2018/2393 Karar sayılı kararı ile; 193 ada 41 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine ilişkin kararın onanmasına... 193 ada 26 ve 30 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise dava konusu yerleri iyi bilen o köyden yaşlı ve yansız kimseler arasından belirlenecek üç mahalli bilirkişi huzurunda keşif yapılması, keşifte yerel bilirkişilerin ayrı ayrı dinlenerek öncelikle dosyada mevcut 1977 tarihli satış senedinin dava konusu yerlere mevkii ve sınırları itibariyle uyup uymadığının net bir biçimde belirlenmesi, bu yerlere uyduğu takdirde satıcı ile alıcının ve ölümü ile davacı mirasçılarının zilyetliğinin kesintisiz ve çekişmesiz devam edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması, davalı şahısların mirasbırakanı ile davacıların mirasbırakanının aynı taşınmazda zilyetliklerinin örtüşmesi halinde hangisinin zilyetliğine itibar edileceğinin açıklığa kavuşturulması, taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bu amaçla, taraf tanıklarının mümkün olduğunca nizalı taşınmazın bulunduğu yerde ayrı ayrı dinlenerek zilyetlik konusundaki kapsamlı bilgilerinin alınması, beyanlar arasında çelişki olduğunda giderilmesi, yerel bilirkişi ile taraf tanıklarının tüm bu anlatımlarının keşfi izlemeye ve infazı sağlamaya elverişli tapu fen memuru yetki ve yeteneğini haiz teknik bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli ve koordinatlı kroki ile raporuna yansıttırılması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

6.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2018/70 Esas, 2020/9 Karar sayılı kararı ile davacıların dava konusu 193 ada 26 ve 30 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde kadastro tespit tarihi olan 30/12/2005 yılına kadar kazanmayı sağlayan nitelikte malik sıfatıyla ekonomik amaca uygun zilyetliklerinin bulunduğunu ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda bahsi geçen kararına karşı süresi içerisinde bir kısım davacılar ... ve arkadaşları tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davacılar temyiz dilekçesinde, bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediği, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünü belirterek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

9.2 İlgili Hukuk

9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",

9.2.2. TMK’nın 713/1 maddesinde, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükümleri düzenlenmiştir.

9.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak (IV/6.) no.lu paragrafta yazılı kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.