Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4874 E. 2022/6684 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tespit harici bırakılıp sonradan Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra Hazine adına tescil edilmiş olması ve davacı tarafından ileri sürülen zilyetliğin Yargıtay’ın bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda incelenip değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davacı lehine verdiği tapu iptali ve tescil kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro sonucunda tespit harici bırakıldıktan sonra yargılama sırasında ihdasen tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin önceki tarihli kararın, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ..... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dere yatağı niteliğiyle tespit harici bırakıldıktan sonra yargılama sırasında yörede yapılan toplulaştırma çalışmaları neticesinde Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilen 103 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında irsen intikal ve tespit tarihinden sonraki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak mirasbırakanı ... mirasçıları adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece önceki tarihli karar ile davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 09.07.2012 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile belirtilip kırmızı ile taralı olan taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2015/5214 Esas, 2016/4223 Karar sayılı kararıyla; “Davacı tarafından terekeye dahil olduğu iddia edilen taşınmaz hakkında üçüncü kişiye karşı dava açılmış olduğu, terekeye tabi bir taşınmaz için üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlerini almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gerekli olduğu göz önüne alınarak taraf koşulunun tamamlanması, bu koşulun sağlanması halinde öncelikle muris lehine aynı çalışma alanında belgesizden tescil edilen taşınmazların belirlenmesi bundan sonra dava tarihi olan 2010 yılından önceki zilyetlik durumunun tespiti amacıyla bu tarihten 20-15 ve 10 yıl öncesi dönemlere ait ve zilyetlikle iktisap evresine ilişkin var olan hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları getirtilip dosya tamamlandıktan sonra taşınmazın bulunduğu yerde Mahkemece usulünce belirlenecek yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşifte taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, davacının babası tarafından kullanıldığı iddia edilen bölümün niteliği ve sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması; jeoloji uzmanı bilirkişiden taşınmazın nehir yatağı olup olmadığı ya da nehirden kazanılıp kazanılmadığını, halen nehrin etkisi altında olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, ziraat mühendisinden çekişmeli taşınmazın dava konusu olmayan diğer bölümleri ile talebe konu bölümlerin birbiriyle karşılaştırılmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, toprak doldurması yapılıp yapılmadığı, eğimi, bitki deseni ve talebe konu bölümlerin birbiriyle nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması, fotoğrafların üzerinde çekişme konusu taşınmazların sınırları fen bilirkişisince denetime olanak verecek şekilde işaretlenmesi, taşınmazın niteliği, konumunu, bitki örtüsü, ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğin var olup olmadığı var ise ne zaman başlayıp ne zamandır devam ettiğinin belirlenmesine çalışılmalı, ayrıca bu amaçla fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından yapılacak çalışma ile çekişme konusu taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca davacı murisinin aynı çalışma bölgesi içerisinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ancak 100 dönüm taşınmazı mülk edinebileceği de göz önünde bulundurularak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.03.2020 tarihli 2016/794 E. 2020/214 K. sayılı kararıyla; davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle çekişmeli 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 12.02.2020 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen mavi renkte taralı 40.000 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün tapusunun iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın dere yatağı vasfıyla tescil harici bırakıldığı bu nitelikte bir yerin zilyetlikle iktisap olunamayacağı, öte yandan davacı yararına mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin de yetersiz olduğu, yargı harçları ve yargılama giderlerinin dahi yanlış belirlendiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro sonucunda tespit harici bırakıldıktan sonra yargılama sırasında ihdasen tapuya tescil edilen taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesi doğrudur.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.