Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4880 E. 2022/6191 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tespit harici bırakılan taşınmazın imar ve ihya yoluyla zilyetliğe dayalı tescil talebinin kabulü üzerine Hazine'nin itirazı.

Gerekçe ve Sonuç: Davada taraf teşkilinin eksik olması (6360 sayılı Kanun gereği Büyükşehir Belediyesinin davaya dahil edilmemesi) ve taşınmazın imar planı durumu, hava fotoğrafları incelemesi gibi hususlarda eksik araştırma yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karacasu ilçesi Güzelbeyli köyünde bulunan, kadastro çalışmaları sonucunda tespit harici bırakılan ve 149 ada 1, 2, 3 parsel sayılı taşınmazların batısında bulunan iki parça hali araziyi davacının imar-ihya ederek tarıma elverişli hale getirdiğini, zilyetliğinin 30-35 yıldır aralıksız ve çekişmesiz olduğunu ileri sürerek, bu yerin davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar Hazine vekili ve ... vekili cevap dilekçelerinde ve yargılama aşamasında özetle; davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/10/2015 tarihli ve 2014/55 Esas, 2015/205 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmaz 766 sayılı Yasa'nın 2. maddesine göre tarıma elverişli olmadığı için tespit dışı bırakılan yerlerden olduğundan imar-ihya olgusu mahkemece re'sen araştırılarak bu hususta bilirkişilerden rapor alındığı, davacı tarafından kullanılan 149 ada A parseli ile gösterilen ve bilirkişiler ...ve ...tarafından hazırlanan 14/05/2015 tarihli krokide (1) numara ile gösterilen 8.106,20 m2'lik taşınmazın eğiminin %2-3 olduğu ve taşınmazın içerisinde 20-22 yaşlarında zeytin ağaçlarının olduğu, imar-ihyasının tamamlandığı, bu hususun mahalli bilirkişilerce de teyit edildiği, TMK.nın 713/1. ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki iktisap koşullarının gerçekleştiği, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olmadığı anlaşıldığından açılan davanın 1 numara ile gösterilen kısım yönünden kabulüne, 149 ada A parselde kain 2 numara ile gösterilen 2.266,67 m2'lik alan, 3 numara ile gösterilen 197,11 m2'lik alan ile 149 ada B parseli ile krokide 5 numara ile gösterilen 3.226,44 m2'lik alan ve 6 numara ile gösterilen 2.064,36 m2'lik alana yönelik açılan davanın TMK.nın 713/1. ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, bu kısımlara yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun kendi içinde çeliştiğini, bilirkişi raporuna itirazda bulunmalarına rağmen çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının delice-dikme-aşılama olup olmadığı hususunda açıklama yapılmadığını, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığının anlaşılabilmesi için ağaçların niteliğinin tespiti gerektiğini, davacının belgesizden ne kadar taşınmaz yer edindiğinin yeterince araştırılmadığını, davada reddedilen kısım yönünden Hazine lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine karar verildiğini belirterek ve re'sen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, imar-ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemine ilişkindir.

Çekişmeli taşınmaz, Karacasu ilçesi, Güzelbeyli Mahallesi çalışma alanında bulunan, 1955 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalılık olması nedeniyle tespit harici bırakılmıştır.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi, "Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi " (1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.

(2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.

(3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.

(4) İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır. "

6100 sayılı HMK'nın 114. maddesinde taraf sıfatı dava şartı sayılmıştır.

3.3. Değerlendirme

Bilindiği üzere, TMK.nın 713/3. maddesi uyarınca, bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişilerin davaya katılımları sağlanmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir.Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için gerekli olan unsurlardır. Diğer bir anlatımla, dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı tarihte hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden araştırıp inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartlarının davanın açıldığı tarih itibariyle bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda, ikamesi mümkün ise Mahkeme tarafından ikmali gereklidir.

Somut olayda dava, Hazine ve ... hasım gösterilerek açılmış olup, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığının ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada taraf olması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır.

Şu halde, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, işin esası hakkında Mahkemece yapılan araştırma inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış sadece hava fotoğrafları dosyaya getirtilerek bilirkişi tarafından dava konusu yer harita üzerinde işaretlenmekle yetinilmiş, dava konusu edilen bölümün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, tek kişilik ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, davasını yasal hasım konumundaki Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan Büyükşehir Belediyesinden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, bundan sonra dava konusu edilen kısmın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılıp saptanmalı, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise imar planının onaylanma ve kesinleşme tarihleri araştırılarak buna ilişkin belgeler ile imar planı örneği getirtilip dosyaya konulmalı, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraftan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ilgili kurumlardan getirtilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu parsellere ait tespit tutanakları ve dayanağı kayıtlar celp edilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, çekişmeli taşınmazlar öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve bu çalışmaların hangi tarihte tamamlandığı, hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli zirai bilirkişi raporları da irdelenmek sureti ile taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olmaları halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz bölümleri ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazların sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazların kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmaları halinde imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.