Logo

1. Hukuk Dairesi2021/494 E. 2022/439 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalıya taşınmaz sattığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacıların imzaladığı ibranamenin ve yapılan fiili paylaşımın hüküm ifade edip etmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların imzaladıkları tarihsiz ibraname belgesi ile dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket etmediği ve mirasın fiilen paylaşıldığı sonucuna varılarak, yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.01.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ..., davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davacı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ... ...'in kök mirasbırakan kocası ... ...'den taksimen kendisine kalan 74 ada 37 parsel sayılı taşınmazını ölen kızı Müveddet'in çocuklarından kaçırmak amacıyla davalıların mirasbırakanı olan oğlu ...'e satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, satışın gerçek olduğunu, davacıların haklarından vazgeçtiklerine ilişkin ibraname de bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25/11/2015 tarihli ve 2013/706 E- 2015/440 K sayılı kararıyla, tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıların mirasbırakanın mirasçıları oldukları, mirasçılar arasında miras taksiminin yapıldığı, bu şekilde miras taksimi uyarınca taksime konu taşınmazların eylemli olarak yıllardır kullanıldığı, hatta bir kısmının davacılar tarafından satıldığı, bu haliyle davacıların mirastan hisse alıp uzun süre bu taksime itiraz etmeyip daha sonra dava açmasının iyiniyetle bağdaşmayacağı, ayrıca taraflar arasında imzalanmış bir ibranamenin de bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 10/09/2019 tarihli ve 2016/4228 E- 2019/4535 K sayılı kararı ile, “ ...Somut olayda, muris muvazaası iddiasına dayalı eldeki davanın herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tâbi olmaksızın her zaman açılabileceği gözetilmeksizin davacıların temlikten uzun süre geçtikten sonra dava açmalarının iyiniyetle bağdaşmayacağından bahisle davanın reddedilmiş olması isabetsizdir. Öte yandan, mirasbırakan ... ...’in terekesinin mirasçılar arasında paylaşıldığına dair kayda dayalı bir delil bulunmayıp, mahkemenin bu yöndeki kabulü de doğru değildir. Diğer taraftan, davacıların mirasbırakanı ... ve davacı ... tarafından imzalandığı ileri sürülen "İbraname" başlıklı tarihsiz belge de Mahkemece yeterince değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca, anılan "ibraname" başlıklı harici belge ve dosya kapsamındaki diğer deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin 03/07/2020 tarihli ve 2019/249 E – 2020/127 K. sayılı kararıyla; “İbraname” başlıklı belge incelendiğinde söz konusu belgenin tarihsiz ve tek taraflı olarak imzalandığı, bu nedenlerle geçersiz ve davacılar açısından bağlayıcılığı olmadığı, davalılar tarafından iş bu belgeye bina edilen savunmanın yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1.Bozma kararında, Yerel Mahkeme gerekçelerinin yerinde olmadığı, “ibraname” başlıklı harici belgeyle dosya kapsamındaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar oluşturulmasının istendiğini, Yerel Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda, belirtilen hususlar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, sadece “ibraname” başlıklı belgenin feragat beyanı olduğu, mirastan feragat beyanının hüküm doğurabilmesinin iki tarafın da katıldığı bir sözleşmeyle mümkün olacağı, tek taraflı bir hukuki işlemle mirastan feragat yapılabilmesinin mümkün olmayacağı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verildiğini, Muris ... ...’den kalan mallar kayden paylaşılmamış olsa da muris ... ...’e, davacıların murisi ... ve davacı ...’a, davalıların murisi ...’e ve dava dışı ... ...’e kök muris ... ...’den intikal eden dava konusu parselin de bulunduğu alandaki parsellerin paylaşımının yapıldığını, “ibraname” başlıklı belgenin, dosyada bulunan tapu kayıtları ve diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde muris ... ...’in terekesinin fiili paylaşımının murisin ölümü sonrası taraflar arasındaki satışlar sonucunda ... araziler hariç olmak üzere bitirildiğini açıkça ortaya koyduğunu, davacıların murisi ... ve davacı ... tarafından imzalanan belgenin davacılar ... mirasçılarını ve ...’ı bağlamayacağı yönündeki gerekçenin kabul edilemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1322 doğumlu mirasbırakan ... ...’in 23/07/1994 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak dava dışı oğlu ..., murisin 1980 yılında ölen kızı ......’in çocukları davacılar ... ile 2003 yılında ölen ...... eşi ......, mirasbırakanın 2004 yılında ölen oğlu ...’in davalı eşi ..., davalı çocukları ..., ......’in kaldıkları, dava konusu 74 ada 37 parselin geldisi olan kök 74 ada 23 parsel sayılı taşınmaz 4/16’şar paylarla ..., ... ve 2/16’şar paylarla İffet ve ... adlarına kayıtlı iken 28/09/1990 tarihinde ifraz edilerek 74 ada 37-38-39-40-41 ve 42 parsellerin oluştuğu, daha sonra aynı gün yapılan taksim işlemi neticesinde muris ... ... adına kayıtlı hale gelen çekişme konusu 74 ada 37 parsel sayılı taşınmazın 05/02/1992 tarihli satış işlemi ile ...’e temlik edildiği (aynı resmi senette murisin dava dışı bir kısım taşınmazlarını oğulları ... ve ... ile davalı torunu ...’ya devrettiği), onun ölümü üzerine ise 11/05/2016 tarihli işlem ile davalılara intikal ettiği, ifrazen oluşan diğer parsellerden 38 parselin İffet, 39 parselin ..., 40 parselin ..., 41 parselin ..., 42 parselin ... adlarına tescil edildiği, söz konusu parsellerin daha sonraki tarihlerde üçüncü şahıslara satıldığı, yine kök muris ...’den intikalen gelen dava dışı 74 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar 4/16’şar paylarla ... ve ..., 2/16’şar paylarla İffet ve ... adlarına kayıtlı iken, ifraz ve taksim işlemlerine tabi tutulduğu, 25 parselin ifrazen 43 ve 44 parsellere gittiği, daha sonra taksimen 43 parselin ..., 44 parselin ... adlarına kayıtlı hale geldiği, 26 parselin ifrazen 45-46-47-48-49-50-51-52 parsellere gittiği, taksimen 45 parselin ..., 46 parselin ..., 47 parselin ..., 48 parselin İffet, 49-50-51 ve 52 parsellerin ise muris ... adına tescil edildiği, 50 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından 05/02/1992 tarihli satış işlemi ile oğlu ...’e temlik edildiği, ... tarafından ise 27/10/1994 tarihinde satış yolu davacı ...’e devredildiği, daha sonra dava dışı üçüncü şahsa satıldığı, 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazların muris ... tarafından 05/02/1992 tarihli satış işlemi ile dava dışı oğlu ...’e devredildiği, onun tarafın da 27/10/1994 tarihinde satış yolu ile bir kısım davacıların murisi İffet’e temlik edildikten sonra dava dışı üçüncü şahsa satıldığı anlaşılmaktadır.

6.3.2. “İbraname” başlıklı, davacı ... ve diğer davacıların murisi İffet imzalarını taşıyan tarihsiz belgede: “ Bizler aşağıda imzaları olan ... ve ...;

Madde 1: ...’den kendilerine veraseten intikal etmiş olan araziler nedeni ile ve 2. maddede belirtilen haklarımızın saklı kalması şartı ile gayrikabili rücu olarak ibra ettiğimizi beyan ederiz.

Madde 2: Tavşanburnu mevkiindeki araziler ve mütemmim cüzleri bu ibraname kapsamı dışında olup, bu araziler ve mütemmim cüzleri üzerindeki her türlü haklarımız saklıdır” ifadelerinin yer aldığı sabittir.

6.3.3. Tüm dosya kapsamı, imzası inkar edilmeyen tarihsiz ibraname başlıklı belge, davacılar ve murisleri ile davalılara intikal eden tüm taşınmazlar bir arada değerlendirildiğinde murisin mal kaçırma kastının bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.