"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 139 ada 20 parsel sayılı taşınmazın uzun yıllardır kendisine ait olduğunu ve irsen intikal yoluyla kendisine isabet ettiğini ileri sürerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak sınırlandırmanın iptali ve taşınmazın bir kısmının adına tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazın üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.07.2014 tarihli ve 2011/102 Esas, 2014/346 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, davacı taraf lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5.301,18 metrekarelik kısmına ait sınırlandırma ve özel sicil kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, parselin geriye kalan kısmına yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.03.2016 tarihli 2016/2791 E. 2016/2283 K. sayılı kararı ile “tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının temin edilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, bir jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve ziraat mühendisi ile keşif icra edilmesi, hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere inceleme yaptırılması, zirai bilirkişisi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tarıma elverişli olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınması ve usulüne uygun mera araştırması yapılması gerektiği ” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 13.03.2020 tarihli ve 2016/894 Esas, 2020/57 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmaz bölümünün topoğrafik yapı, toprak yapısı, kullanım ve üzerinde yetişen bitkiler itibariyle mera vasfında olduğu, 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında olan zilyetlik ile iktisabı mümkün yerlerden olmadığı, söz konusu taşınmaz bölümü üzerinde Kadastro Kanunu'nda belirtilen zilyetlik şartlarının sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların şahıs malı niteliğinde olduğunu, bu sebeple çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu nitelendirmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın üzerinde davacı lehine iktisap şartlarının gerçekleştiği hususunun raporlarla sabit olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucu Akkız köyü çalışma alanında bulunan 139 ada 20 parsel sayılı 188.599,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak tespit edilmiş ve bu tespit 12.6.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Dava, mera olarak özel siciline kaydedilen taşınmaza karşı davacı ... tarafından zilyetlikle mülk edinme koşullarının lehine oluştuğu iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.’’ Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşulların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.
6.2.2 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, ‘’– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’
6.2.3 Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).
6.2.4 Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyedi lehine taşınmazın tespiti koşullarına ilişkin yapılan açıklamaların yanında, 3402 sayılı Kanun'un "Hazine adına tespit" başlıklı 18. maddesinde;
"Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.
Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir.
6.2.5 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesinden önce gelen 13, 14 ve 17. maddelerinde mülkiyet hakkının tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Kanun'un önceki maddelerinde özel veya tüzel kişiler adına taşınmaz malların tespit ve tescil şartlarına yer verilmişken, Kanun'un 18/1. fıkrası ile bunların dışında kalan ve tescile tabi olan malların Hazine adına tespit ve tescil edileceği, diğer bir deyişle özel ve tüzel kişiler lehine iktisap şartları oluşmayan malların Hazineye ait olması esası getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise kamunun yararlanmasına mahsus orta malları ile hizmet mallarının (3402 sayılı Kanun'un m. 16/1), ormanların (6831 sayılı Orman Kanunu m. 1 vd), Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da (TMK'nın m.715) kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerler ile kanunlar uyarınca Devlete kalan yerlerin olağanüstü zamanaşımı zilyetlik yolu kazanılamayacakları açıkça ifade edilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1 Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak (IV.3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.