"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine, Hakkari ili ..... ilçesi ..... köyü 102 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit gördüğünü, ancak tapuda 1963 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına kaydedildiğini, 7 belirtme numarasının davacı ve bayiilerinin miktar fazlası olduğunu, taşınmazın 1936 yılından bu yana nizasız ve fasılasız olarak Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Yüksekova Sulh Hukuk Mahkemesinin 28/11/2013 tarihli ve 2009/540 E., 2013/499 K. sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine yargılamaya devam eden Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi 26/05/2015 tarihli ve 2015/351 E., 2015/557 K. sayılı kararıyla; zilyetlikle mülk edinme koşullarının taşınmaz mal zilyedi lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15/11/2018 tarihli ve 2016/3746 E., 2018/6725 K. sayılı kararıyla; “Dava konusu taşınmazın toprak tevzi çalışmaları sonucu 6 no.lu belirtmelik kapsamında belirlendiği ve bu taşınmaza ait 07.11.1963 tarihli tapu kaydının kuzey sınırında nihil (bataklık) okunması nedeniyle çıkacak miktar fazlasının Hazineye ait olacağının belirtildiği, tablendikatife göre 6 sayılı parselin daha sonra ifraz edildiği 80 ve 81 sayılı parsellere ayrıldığı, 81 tevzi sayılı parsel için de Hazine adına dayandığı tapu kaydının oluştuğu, Mahkemece yapılan keşifte yalnızca kadastro paftasının uygulandığı, toprak tevzi haritası uygulanmadığı gibi taşınmazın sınırında kadastro paftasında eylemli olarak "nihil" belirtildiği halde jeolog bilirkişi aracılığıyla keşif yapılmadığı, taşınmazın niteliği başka bir ifade ile zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı hakkında araştırma yapılmadığı, tespitteki satın alma olgusunun aksine keşifteki dinlenen tanıklar ve yerel bilirkişilerin taşınmazın belirtmelikte zilyet olduğu belirtilen....'den miras yoluyla kaldığını söyledikleri halde, murisin ölüm tarihi itibariyle mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı ve taşınmazın taksimen davacıya düşmüş olup olmadığı belirlenip, buna göre taşınmazın davacıya ne şekilde intikal ettiği ve davacının bağımsız zilyetliğinin 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmıyor ise eklemeli zilyetlikten yararlanabilmesi için murisin kendi adına ya da mirasçılar adına ne kadar süre ile ne miktarda zilyet olduğunun araştırılmamasının isabetsiz olduğu,” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/02/2020 tarihli ve 2019/64 E. 2020/44 K. sayılı kararıyla; Yargıtay bozma kararına Mahkemece uyulması sonucu yapılan keşif ve teknik bilirkişi raporuyla dava konusu taşınmazların davacı Hazineye ait 07.11.1963 tarihli ve 53 no.lu toprak tevzi yasaları uyarınca oluşturulan tapu kaydı ve Toprak Tevzi Komisyonunun 81 no.lu parselinin kapsamında kaldığı, belirtmeliğin incelenmesinde, dava konusu taşınmazın ..... işgalinde olduğu, bilirkişi beyanlarına göre....'den ...'e kaldığı, ...'in de sağlığında mirası paylaştırdığını ve dava konusu taşınmazın davalıya bu şekilde intikal ettiği, yapılan keşif sırasında dava konusu taşınmazın davalı ve bayiilerine ait vergi kaydı kapsamında kaldığının anlaşıldığı, davalının ve evveli zilyetleri ile birlikte davaya konu taşınmaz üzerinde 1963 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri ile Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddelerinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlikle kazanma koşullarının davalı yararına oluştuğu, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazın zilyetliğinde olduğunu ispatlar nitelikte 53 no.lu Toprak Tevzii Komisyonu çalışmalarına dayanak belirtmelik tutanakları haricinde bir delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, davalı taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetinde olduğunu, toprak tevziinin 81 no.lu parseli içinde kalmasına rağmen hatalı olarak davalı adına tespit edildiğini, 1936 yılından bu yana Hazinenin zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, kararın bozulması istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucu Hakkari ili Yüksekova ilçesi Gürdere köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 17 parsel sayılı 26.058,59 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46. maddesinde “Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37. maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.” düzenlemesi yer almaktadır.
6.3 Değerlendirme
(IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.