"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemli dava sonunda Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 24/09/2020 tarihli, 2020/96 Esas ve 2020/242 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 20.01.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... ... vekili gelmedi. Duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan babaları ...’ın 3 parsel sayılı taşınmazını oğlu ...’ın damadı olan davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, onun da taşınmazı davalı ...’e temlik ettiğini, mirasbırakanın mal satma ihtiyacı bulunmadığını, işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde miras payları oranında bedelin davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada davalı ... hakkındaki davalarını atiye terk ettiklerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, taşınmazı 84.500 TL bedel karşılığı satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesinde, taşınmazı yatırım amacıyla satın aldığını ve iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davalı ... hakkındaki tazminat isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen ilk kararına karşı davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 02/10/2019 tarihli, 2016/11532 Esas ve 2019/4955 Karar sayılı ilamı ile, “Dinlenen tanıklar temlikin muvazaalı olduğu yönünde beyanda bulunmadıkları gibi dosyada, temlikin muvazaalı olduğu yönünde başka delil de elde edilememiştir. Bu durumda muvazaa iddiasının kanıtlandığından söz etme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 24/09/2020 tarihli, 2020/96 Esas ve 2020/242 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, bozma ilamında tanıkların muvazaa iddiasında bulunmadıkları belirtilmiş ise de tanıkların murisin maddi durumunun iyi olduğunu, taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığını bildirdiklerini, banka hesap hareketlerinin davalı ...'u doğrulamadığını, ayrıca bedeller arasındaki farkın da çok olduğunu, murisin ...'ı vekil tayin etmesinden 21 gün sonra ...'un taşınmazı eniştesine temlik ettiğini, muris ölünce de dava açılır korkusu ile taşınmazın davalı ...'e temlik edildiğini, murisin bir çok taşınmazını oğluna ve ondan olma torunu ... temlik ederek kız çocuklarından mal kaçırdığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinin birinci fıkrası ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmünü düzenlemiştir.
6.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemelerinin 297. maddesinin ikinci fıkrası “(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü düzenlemiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, (IV/2.) paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesine göre davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
6.3.2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; mahkemece ilk hükümle davalı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup bu husus temyiz edilmemiş ve bozma nedeni yapılmamış olmasına rağmen ikinci hükümde davalı ...’i de kapsar şekilde davanın reddine karar verilmesi ve iki davalı olmasına rağmen, infazda tereddüt oluşturacak şekilde vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesi yönünde hüküm kurulması doğru değildir.
6.3.3. Ne var ki, anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, vekalet ücretine ilişkin hükmün davalılar tarafından temyiz edilmediği de dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
V. SONUÇ
1.Açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacıların temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün birinci bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme birinci bent olarak “1-Davalılardan ... hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, davalı ... yönünden davanın reddine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün üçüncü bendinin hükümden çıkarılarak hükme üçüncü bent olarak “3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT gereğince hesaplanan 13.450,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak 1.800,00 TL’sinin davalı ...’a, 11.650,00 TL’sinin davalı ...’a verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.