Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5132 E. 2022/6964 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin Hazine'ye ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü süre ve zilyetliğin kazanılmasının sonuçları.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davalının taşınmaz üzerinde yirmi yıllık aralıksız ve nizasız zilyetliğini ispat etmesi gözetilerek, davacı Hazine'nin temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KAĞIZMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; .... ilçesi, .... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında hatalı olarak 107 ada 57 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit ve tecil edildiğini, Hazinenin malik olduğu eski tapu kaydının kadastro çalışmalarında uygulanmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescilini ya da tapu kaydının iptal edilerek mera olarak tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2020 tarihli 2017/329 Esas 2020/82 Karar sayılı kararıyla; kazandırıcı zamanaşımı koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Tevzi Komisyonu çalışmasında parsel numarası verilerek sınırlandırılmış ve Hazine adına kayıtlanmasına rağmen kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtları dikkate alınmaksızın vatandaşlar adına tespitinin yapıldığını, yapılan uygulama, araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olmadığını, Hazineye ait taşınmazlarda zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile hak iddia edilemeyeceğini, Toprak Tevzi Komisyonlarınca yapılan çalışmalarda Hazine adına kaydedildiğini, mahalli bilirkişilerin yaşları dikkate alındığında, dava konusu taşınmazın Hazine tapusunun oluşturulduğu tarihte veya Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde doğmaları ve orada ikamet etmeleri nedeniyle beyanlarının taraflı olma ihtimali bulunduğunu, mirasçılar arasında bir taksim var olup olmadığının davacı adına senetsizden başkaca mal tespit edilip edilmediğinin yöntemince araştırılmadığını, çekişmeli taşınmazın eğimi, niteliği komşu parsellerle mukayesesine ilişkin rapor düzenlettirilmediğini, bilirkişi raporlarına fotoğraf eklenmediğini, taşınmazın hava ve uydu fotoğraflarında hangi nitelikle olduğunun yöntemince tespit edilmediğini belirterek, istinaf başvurularının kabulüyle Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesinin 30.10.2020 tarihli 2020/170 Esas 2020/655 Karar sayılı kararıyla, davacı Hazine tarafından 09/11/1939 tarihli 12 cilt 79 sahife 15 sıra nolu tarla vasıflı tapuya dayanak yapılan iddianın özel mülkiyete yönelik olduğu ve 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılması gerektiği, çekişmeli taşınmazın tespitinin 13/01/2007 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 22/09/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmakla bu iddia yönünden hak düşürücü sürenin dolduğu, kamu malı niteliğindeki mera iddiası yönünden ise yapılan keşif ve teknik bilirkişi raporları uyarınca çekişmeli taşınmazın komşu parsellerle bitki örtüsünün aynı olduğu, tarla vasfında ve tarımsal nitelikte bulunduğu, davalı yararına aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıllık zilyetlik koşullarının oluştuğu, mera vasfında bulunmadığı belirlenerek hüküm kurulduğu gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerin tekrarı ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu 12/4. maddesinde de; kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtlarının, işleme tabi kayıt niteliğini kaybedeceği, bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamayacağı belirtilmiştir.

Belirlenen on yıllık sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edileceği belirtilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde de, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişinin o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebileceği yönünde düzenleme vardır.

3.3. Değerlendirme

Çekişmeli taşınmaz 28354,02 m² yüz ölçümü ve tarla vasfıyla senetsizden davalı ... adına tespit görmüş ve 14/12/2006 ilâ 12/01/2007 tarihleri arasında ilana çıkarılmış ve itirazsız kesinleşerek tapu siciline tescil edilmiştir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesince dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre, (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 24/10/2022 tarihinde oy birliği kesin olmak üzere karar verildi.