Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5268 E. 2022/7775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında davalıya yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla yapılan temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının yurt dışında olduğu ve tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığı iddialarının yeterince araştırılmadığı, davalının yurt dışında olup olmadığının ve imzanın kime ait olduğunun tespit edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Sorgun Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12/12/1995 tarihli ve 1993/1906 Esas, 1995/1389 Karar sayılı kararın davalı ... tarafından temyizi üzerine davalının temyiz isteminin süre yönünden reddine dair verilen Sorgun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/02/2021 tarihli ve 1993/1906 Esas, 1995/1389 Karar sayılı ek kararı yasal süre içerisinde davalı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl dava ve birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçelerinde özetle; Sorgun ilçesi ..... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 137 ada 423 parsel sayılı taşınmazın davacılar ve davalılar adına paylı olacak şekilde tespit ve tescil edildiğini ancak kadastrodan önce taşınmazın parselasyon yapılarak muhtelif şahıslara satıldığını, davacıların satın aldığı yere ev yaparak kullanmaya başladıklarını, zeminde her malikin yerinin ayrı ayrı bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacıların fiilen zeminde kullandıkları kısmın ifraz edilerek ayrı bir taşınmaz olarak müstakilen tapuya tesciline karar verilmesini, kalan kısmın diğer malikler adına hisseleri oranında tapuya tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamışlardır.

III. MAHKEME KARARI

Sorgun Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/12/1995 tarihli ve 1993/1906 Esas, 1995/1389 Karar sayılı kararıyla, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaliyle, 12.12.1995 tarihli fen bilirkişi raporunun krokisinde A harfi ile gösterilen 500,85 m2 lik kısmın ... adına, B harfi ile gösterilen 717,80 m2 lik kısmın Hacı Savaşcı, C harfi ile gösterilen 524,00 m2 lik kısmın ... adına, E harfi ile gösterilen 1.056,00 m2 lik kısmın ... adına, G harfi ile gösterilen 1.264,00 m2 lik kısmın ... adına, Ğ harfi ile gösterilen 444,00 m2 lik kısmın ... adına, H harfi ile gösterilen 963,16 m2 lik kısmın Sorgun Belediyesi adına park alanı olarak, I harfi ile gösterilen 1.940,00 m2 lik kısmın yol olarak Sorgun Belediyesi adına terkinine, İ harfi ile gösterilen 13.975,19 m2 lik kısım, D harfi ile gösterilen 1.006,00 m2 lik kısım ile F harfi ile gösterilen 40 m2 lik kısmın davacılar dışındaki tapu malikleri (davalılar) adına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilemediği gerekçesiyle 09.02.1996 tarihinde kesinleştirilmiştir.

Davalı ... tarafından, gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu, karardan yeni haberdar olduğu ileri sürülerek 10/07/2020 tarihinde karar temyiz edilmiş, Mahkemece, temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle 02.02.2021 tarihli ek karar ile davalının temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle, davanın açıldığı tarih ile karar tarihi arasında yurt dışında yaşadığını, Türkiye’ye gelmediğini, davadan hiçbir şekilde haberdar olmadığını, dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, yargılamanın yokluğunda yapılarak savunma hakkının kısıtlandığını, her ne kadar gerekçeli kararın bizzat kendisine tebliğ edildiği belirtilmiş ise de imzanın kendisine ait olmadığını, tebliğin usulsüz olduğunu, Mahkemece verilen ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ek kararının kaldırılarak temyiz talebinin incelenmesini talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup eldeki davada Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle davalının temyiz isteminin süreden reddine ilişkin olarak verilen ek kararın yerinde olup olmadığı, kararın temyizinin incelenip incelenemeyeceği hususlarına ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hemen belirtilmelidir ki; taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup, anılan hususun yargılamanın her aşamasında temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır.

Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.

Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.

Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanun'un uygulanması için çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir.

3.2.2. Öte yandan; yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulünce yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.

Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. Anayasanın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamında teminat altına alınmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir". hükmü düzenlenmiştir.

Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biridir.

Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.

3.3. Değerlendirme

Somut olayda; dava dilekçesinde davalı ...’in adresinin “.... Mahallesi ....” olarak gösterildiği, bu adrese gönderilen tebligatın iade edildiği ve davalı ya da vekili duruşmaya katılmadığı gibi cevapta verilmediği, bilirkişi raporunun davalı ...’e tebliğ edilmediği, gerekçeli kararında aynı adrese tebliğe çıkarıldığı, bu kez 18/12/1995 tarihinde bizzat davalıya tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır.

Ne var ki, davalının yurt dışında olduğu ve tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığına dair iddiaları yeterince araştırılmamıştır. Her ne kadar davalı temyiz dilekçesine Çorum Emniyet Müdürlüğünden aldığı 1992 ile 2002 yılları arasında Türkiye'ye giriş çıkışı olmadığına dair yazıyı eklemiş ise de bu yazı yeterli değildir.

Hal böyle olunca; Mahkemece ilk olarak gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte davalı ...’in yurt dışında olup olmadığı hususu ayrıntılı olarak araştırılmalı, yurt dışında olmadığının anlaşılması halinde tebligattaki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususu belirlenmelidir. Şayet davalı yurt dışında ve/veya imza davalıya ait değil ise, dosyanın temyiz incelemesi için Daireye gönderilmesi, imza davalıya ait ise yazılı şekilde yeniden ek karar verilmesi gerekmektedir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile Sorgun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/02/2021 tarihli ve 1993/1906 Esas - 1995/1389 Karar sayılı ek kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.