"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından esasa yönelik temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 03.07.2018 tarihli 2018/2515 Esas 2018/4530 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili ve dahili davalılar ... ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; hudutlarını belirttiği yaklaşık 36.999,99 metrekare büyüklüğündeki taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında kuru dere vasfıyla tespit dışı bırakıldığını, davacı tarafından 25-30 yıldır imar ihya etmek suretiyle kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... dahili davalılar davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.05.2015 tarihli 2014/69 Esas 2015/299 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne fen bilirkişinin 18.05.2015 tarihli rapor ve krokisinde (M) harfi ile gösterilen 37.000,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 03.07.2018 tarihli 2018/2515 E- 2018/4530 K. sayılı kararıyla 6360 sayılı Kanun uyarınca Diyarbakır ilinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği, Büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı da davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2020 tarihli 2018/752 Esas 2020/462 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda zilyetlikle kazanma koşullarını davacı lehine oluştuğu, bozma öncesi keşif yapıldığı ve sonrasında alınan bilirkişi raporlarının bozma konusu edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile Bismil İlçesi ... köyünde kain fen bilirkişisi ...'ın 18.05.2015 tarihli rapor ve ekindeki krokide M harfi ile harflendirilmiş ... fosforlu kalemle boyalı olarak gösterilen 37.000 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve dahili davalılar ... ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; keşif ara kararının usulsüz olduğunu, davacının yaşı itibariyle taşımazı tasarruf edebilecek olup olmadığını araştırılmadığını, ... fotoğrafı incelemesi ve komşu taşınmaz uygulaması yapılmadığını, yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğunu, belgesiz araştırması yapılmadığını ve Hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Dahili davalı ... Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yasal hasım konumundaki idare aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin ve husumet itirazlarının değerlendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; İmar ihya koşullarının yeterince araştırılmadığını, ... fotoğrafı incelemesi, kıyı kenar çizgisi ve belgesiz araştırması yapılmadığını, yasal hasım konumundaki idare aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğinden ibarettir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanununun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
17. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
"Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun;
713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun;
297. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
3. Değerlendirme
1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1951 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tampon bölge olarak paftasında boşluk olarak tespit harici bırakıldığı, bilahare geri çevrime kararımız üzerine dosya arasına giren Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2022 tarihli 2022/30 Esas 2022/194 Karar sayılı kararı gereğince Hazine adına hükmen oluşan 135 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davanın tapu iptal ve tescil davası olduğunun kabulü zorunludur.
2. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (M) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında taşınmazın davacıya babasından kaldığı, babası öldükten sonra babadan kalan yerleri ..., ... ve ... ...'ın kendi aralarında yerlerini belirlemek suretiyle kullandıkları belirtilmiş olmasına rağmen taşınmazın davacıya hangi hukuki yolla (taksim, satış, bağış vs) intikal ettiği sorulup saptanmamış ve bu yolla davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı üzerinde durulmamış, davacının 1971 doğumlu olduğu dikkate alınarak müstakil zilyetliğinin 20 yılı aşmaması halinde davacının babası ... adına belgesiz araştırması yapılması gerektiği üzerinde durulmamış, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi ... fotoğrafı incelemesi olduğu halde, ... fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde ve yeterince yararlanılmamış, jeodezi ve fotogrametri mühendisinin 1984 ve 1992 tarihli ... fotoğrafları üzerinde yaptığı incelemeye dayalı, taşınmaz bölümünün evveliyatını, kullanım süresini, niteliğini ve üzerindeki imar- ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığını değerlendirmekten uzak yetersiz raporu ile, yine soyut içerikli tek ziraaatçi bilirkişi tarafından hazırlanan rapor hükme esas alınmış; keşif anında taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususunda alınan soyut ve yetersiz beyanlara itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacıdan, çekişmeli taşınmazın kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için kendisine süre ve imkan tanınmalı; çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tamamının kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, davacının ve murisinin aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edindiği sulu ve kuru arazi bulunup bulunmadığı ve miktarı Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak; varsa söz konusu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tutanak örnekleri ve oluşmuş ise tapu kayıtlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeolog bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
4. Yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalıdır.
5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki tarihli zirai bilirkişi raporu da irdelenmek sureti ile taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.
6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve ... fotoğraflarına aktarılması suretiyle, ... fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.
7. Jeolog bilirkişisine, taşınmaz bölümünün dere yatağı olup olmadığını ya da dereden kazanılıp kazanılmadığını ve derenin aktif alanında kalıp kalmadığını ayrıntılı ve gerekçeli olarak açıklayan rapor düzenlettirilmelidir.
8. Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2022 tarihli 2022/30 Esas 2022/194 Karar sayılı dava dosyası incelenmek suretiyle davanın tapu iptal ve tescil davasına dönüştüğü gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... dahili davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Alınan peşin harcın talep halinde temyiz edenlere iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.