"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen karara karşı davacılar vekilinin başvurusu üzerine Mahkemece 17/09/2019 tarihli talebin reddine ilişkin verilen ek karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı ..., Balıkesir ..... mevkiinde bulunan ve ilk zilyedinden satın almak suretiyle zilyetliğinde altında bulunan 912 ada 89 ve 91 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışması sırasında Balıkesir Belediyesi adına mera olarak tespit edildiğini ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Kadastro Mahkemesi sıfatıyla) 26.11.1965 tarihli ve 1965/842 E., 1970/317 K. sayılı kararıyla; dava konusu olan 912 ada 91 parsel numaralarında 140.000 m² miktarında mera olarak Balıkesir Belediyesi adına yapılan tespitin iptaliyle 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 11, 12 numarada onbir parça olarak gösterilen ve mesahaları da 69.628 m² miktarında olan bu kısmın davacı ... namına tapuya tesciline ve krokide 9 numarada İbrahim tarlası olarak gösterilmiş bulunan yer, bu şahsın kim olduğu belli bulunmadığından bu parçanın da Hazine tarlası olarak tapuya tesciline, krokide 13 numarada gösterilen 11.164 m² miktarındaki kısımların da Balıkesir Belediyesi adına mera olarak tespiti ve tapuya tescillerine, 1164 m²'lik kısmın selderesi olarak gösterilmesine, davacı vekili 912 ada 89 parsel numaralı gayrimenkulle alakaları bulunmadığını keşifte beyan ettiğinden 91 ada 89 parsel numaralı gayrimenkulün kadastro tespitinin de kesinleşmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Onama-Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 10.10.1974 tarihli ve 1974/2357 Esas, 1974/2662 Karar sayılı kararı ile “"a)Dosya kapsamına, yerinde yapılan keşif ve kararda belirtilen gerekçelere göre dava konusu olan 912 ada 91 parsel numarasıyla yapılan tahdidin iptali sonucu 21/04/1970 tarihli krokide belirtilen ve aynı parselden meydana gelen 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 11, 12 numaralarda gösterilen 9 parça taşınmazın davacı ... adına tescillerine, b)21/04/1970 tarihli krokide gösterilen ve 9 numarayı alan parselin Hazine adına ve aynı krokide 13 ve 14 numaralarda belirtilen taşınmazların Balıkesir Belediyesi adına tescillerine ve 1164 m²'lik kısmın selderesi olarak belirtilmesine, c)912 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tahdidinin kesinleştirilmesine ilişkin hüküm fıkralarına yöneltilen bozma dilekçeleri yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu kısımlarının onanmasına, ancak 6 sayılı parsele ait olduğu saptanan 8244 tahrir numaralı vergi kaydında doğu, güney ve kuzey sınırları değişmez sınır olarak görülmekte ise de 09/10/1968 tarihli keşif zaptının 2.sahifesinde bu vergi kaydının uygulanmasında doğuda görünen İbrahim'in tarlasının ötesinde olduğu ifade edildiği 21/04/1970 tarihli krokide bu taşlık mera niteliği ile 14 parsel numarası ile gösterilmiştir, keza vergi kaydında yazılı olmayan batı sınırında sözü edilen kroki üzerinde kısmen mera ve kısmen Ertuğrul taşınmazı olduğu açıkça görülmektedir. 10 sayılı parsele ait olduğu saptanan 8248 tahrir numaralı vergi kaydı sınırları şahıslara ait yerleri okumakta ise de 21/04/1970 tarihli krokide batı ve kuzey sınırlarının fiili ve gerçek durumlarında meraya sınır aldığı görülmektedir. 6 ve 10 sayılı parsellerde açıklanan bu hususlara göre değişebilir ve genişletilmeye el verişli sınır bulunduğu ve gerçek durumda merayı sınır aldıkları anlaşılmaktadır. Meralar zaman aşımı ile kazanılamaz, bu nedenle vergi kaydında yazılı miktardan fazlasının mera içinde sayılması gerekir. Yukarıda belirtilen nedenlerle 766 Sayılı Tapulama Yasası'nın 97.maddesi delaletiyle 42/2.fıkrası uyarınca dava konusu taşınmazlar 6 ve 10 sayılı parsellerin dayanılan vergi kayıtları miktarınca belgeli kabul edilmesi gerekli iken yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsiz ve belediyenin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden hükmün bu parseller yönünden bozulmasına ”karar verilmiştir.
3.Davacıların İhya Talebi
Davacılar ... ve arkadaşları vekili dosyanın ihyası talepli dilekçesinde; Mahkemece 6 ve 10 numaralı parsellere ilişkin hiçbir karar verilmediğini, davacının hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiğini, dava açılması ile zamanaşımı süresi ve hak düşürücü sürelerin durduğunu, 1974 yılında yapılması gerekli yargı işlemlerinin kaldığı yerden devamını isteme zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek, dosyanın ihyasına, 10/10/1974 tarihli Yargıtay kararından sonra yerine getirilmesi gerekilen yargı işlemlerinin devamına, bu kapsamda Yargıtay kararının taraflara tebliğine ve karar düzetlme yoluna başvurunun sağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
4. Ek Karar
Mahkemenin 17.09.2019 tarihli ve 1965/842 E., 1970/317 K. sayılı ek kararıyla, dosyanın ihyası ve karar düzeltme yoluna başvurunun sağlanması taleplerinin şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, davacıların taleplerinin reddine karar verilmiştir.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili ek kararın temyizi dilekçesinde, talep dilekçelerini tekrar ederek dosyanın ihyasını, 10.10.1974 tarihli Yargıtay kararından sonra yerine getirilmesi gereken yargı işlemlerinin devamını, bu kapsamda Yargıtay kararının taraflara tebliğini ve karar düzeltme yoluna başvurunun sağlanması gerektiğini ileri sürerek, ek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro tespitine itiraz davasının ihyası ve karar düzeltme yoluna başvurulması hakkı sağlanmasına ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Yasanın Geçici 1.maddesinde "Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş tapulama mahkemeleri, kadastro mahkemesi adını alır ve açılmış davaları, bu Kanundaki hükümlere göre yürütür. Asliye hukuk mahkemelerinde bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununa göre açılan veya müracaata bırakılan davalara, kadastro mahkemelerinde bu Kanundaki hükümler doğrultusunda bakılmaya devam olunur." düzenlemesi yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğinde olup, 2613 sayılı Kanun gereğince Kadastro Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Dava tarihinden sonra 10 Ekim 1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasa'nın Geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında; "Asliye hukuk mahkemelerinde bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununa göre açılan veya müracaata bırakılan davalara, kadastro mahkemelerinde bu Kanundaki hükümler doğrultusunda bakılmaya devam olunur," hükmü yer almaktadır.
6.3.2. Hal böyle olunca; Mahkemece, anılan Yasa hükmü uyarınca Asliye Hukuk Mahkemelerinin "Kadastro Mahkemesi sıfatı" kalmadığı gözetilerek, talep yönünden görevsizlik kararı verilmek suretiyle eldeki davanın Kadastro Mahkemesine devredilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın davacılara iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.