"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasında tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine dava dilekçesinde özetle; Adana ili, Tufanbeyli ilçesi, Pınarlar köyü 237 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında sehven davalılar adına tespit görerek tapuya tescil edildiğini, ancak taşınmazın öncesinde Hazine adına tapuya kayıtlı olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
1
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.11.2006 tarihli ve 2004/147 E., 2006/80 K. sayılı kararıyla, davalıların dayandığı tapu kaydının taşınmaza uyduğu, 1963 yılından bu zamana kadar davalılar tarafından kullanıldığı, Hazinenin dayandığı tapuya itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28/03/2008 tarihli ve 2008/2471 E.,1967 K. sayılı kararı ile; “ taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın hangi tapu kaydının kapsamında kaldığına ilişkin olduğu halde kayıtların kapsamı tam olarak belirlenmemiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için davalı tarafın dayanağını oluşturan 12.09.1952 tarihli 5. sıra numaralı tapu kaydının dayanağı olan harita varsa getirtilmeli, yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ile mahallinde yeniden keşif yapılmalı, davalı tarafa tanık dinletme olanağı sağlanmalı, tapu kayıtlarının kapsamları ayrı ayrı belirlenmeli,” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen 2.500 m2'lik kısmının Hazinenin dayandığı tapu kaydının kapsamında ve davalı tapu kaydının kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle, bu kısım bakımından davanın kabulüne, aynı bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen 41.650,98 m2'lik yer bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
C. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13.02.2013 tarihli ve 2013/809 E., 2013/869 K. sayılı kararı ile; “Kararlar arasındaki aykırılık mahkemelere olan güveni sarsıcı nitelikte olup, HMK'nın 298/2. madde uyarınca gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı, 21.12.2011 tarihli kısa kararda davanın reddine karar verildiği halde, gerekçeli kararda davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verilerek kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olması” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
D. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, fen bilirkişinin 28/11/2011 tarihli raporunda A harfi ile gösterilen 2.500 m2' lik kısmının Hazinenin dayandığı tapu kaydının kapsamında ancak davalı tapu kaydının kapsamı dışında bulunan yer olduğu gerekçesiyle bu kısım bakımından davanın kabulüne, B harfi ile gösterilen 41.650,98 m2' lik yer bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, toprak tevzii tapusuna dayanarak açılan tapu iptal ve tescil davasıdır.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesinde şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” denilmektedir.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesinde şöyledir: “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:
A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi adına,
b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,
c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına,
B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,
b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,
c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.) Kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur.” denilmektedir.
3. Kadastro Kanunu’nun 46. maddesi şöyledir: “Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.
Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya toprak tevzii suretiyle verilen yerler (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmaksızın, hak sahipleri adına tespit ve tescil olunur. Bu şekilde hak sahipleri adına tespit ve tescil işlemleri gerçekleşinceye kadarki süre içinde evvelce tahakkuk ettirilenler de dahil olmak üzere ecrimisil alınmaz. “
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu 237 ada 10 parsel sayılı taşınmaz 12.09.1952 tarihli 5 no.lu tapu kaydı ile kazal mahtumu Şakir, validesi Refiya ve yeğeni Nafiye adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 maddesi yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı Kanunu’nun 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazinenin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.