Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5531 E. 2023/221 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davacı ve davalılar adına tespit edilen taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde 20 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla, çekişmesiz ve aralıksız zilyetliğini koruduğu ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki iktisap koşullarının gerçekleştiği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yukarıihsaniye köyünde bulunan 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro çalışmaları esnasında müvekkili ile davalılar adına tespit gördüğünü, taşınmazı müvekkilinin babası ... Karagöl'ün 06/08/1974 tarihli 50.000,00 lira bedelli gayrimenkul satış ve zilyetlik devir ve teslim senedi ile satın aldığını, bu tarihten itibaren müvekkilinin babasının zilyetliğinin taşınmazın tamamında nizasız ve fasılasız devam ettiğini, bu taşınmazın tamamını 04/08/1994 tarihinde satış senedi ile müvekkiline sattığını, davalıların taşınmazda kullanımlarının olmadığını ileri sürerek 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin ölüm tarihi itibariyle terekesi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan, mirasçılardan bir veya birkaçının üçüncü şahıslara hisse satışının geçersiz olduğunu, davacının delil olarak dayandığı 06/08/1974 tarihli gayrimenkul satış ve zilyetliğin devir ve teslim senedi başlıklı senedin arka yüzünde ... ... ismi altında bulunan imzanın sahte olduğunu, bu imzanın ... oğlu ... ...'a ait olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece, dava konusu taşınmazın kök muris ... ...'dan geldiği, ... ...'ın mirasçılarından biri olan çocuğu ... ...'ın babasından kalan ve elbirliği mülkiyetine tabi olan dava konusu taşınmazı diğer mirasçıların rızası olmadan satıp devredemeyeceği, senetin arka yüzünde bulunan imzanın aslında ... ... tarafından atılmadığı, bu nedenle 06/08/1974 tarihli gayrimenkul satış ve zilyetlik devir ve teslim senedi başlıklı senetin geçersiz olduğu, bir kimsenin kendisine ait olmayan bir ... başkasına devretmesi mümkün olamayacağından Çaycuma Noterliğinin 04.08.1994 tarihli düzenleme şeklindeki gayrimenkul zilyetliği satış senedinin de geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 15.04.2019 tarih 2016/7752 E. 2016/ 2695 K. kararıyla, “...Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına ve dosya kapsamına göre, taşınmazın davalıların mirasbırakanı ... ...’dan kaldığı, 1974 yılına kadar oğlu ... ...’ın zilyetliğinde bulunduğu, 1974 yılından sonra ise taşınmazın önce davacının babasının, daha sonrada davacının zilyetliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı ..., ... ... terekesine göre 3. kişi durumunda olup, taşınmazın malik sıfatı ile zilyetliği, 1974 yılından tespit tarihine kadar eklemeli olarak 20 yılı aşkın süre bu kişide bulunduğuna göre, davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki iktisap koşulları gerçekleşmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. BOZMAYA UYULARAK VERİLEN KARAR

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile, davacının ... ...’ın terekesine göre 3. kişi durumunda olduğu, taşınmazın malik sıfatı ile zilyetliğinin 1974 yılından tespit tarihine kadar eklemeli olarak 20 yılı aşkın süre davacıda bulunduğu, davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı 3. kişi olsa da iyiniyetli olmadığını, davacının murisi ... Karagölden aldığı 1/4 hissenin zaten adına kadastro sırasında tescil edildiğini, tanıkların taşınmazın ... ’a nasıl geldiğini bilmediklerini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanıiçinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu Çaycuma ilçesi, Yukarı İhsaniye köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 1 parsel sayılı 7.826,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... ile davalılar ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve uyulan bozma ilamına göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilinin ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 1.836,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.