Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5550 E. 2023/1054 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakan tarafından sağlığında davacıya devredildiği iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı mirasçıdan taşınmazdaki payını yargılama sırasında satın alan davacı mirasçısının, davayı kabul ettiğini beyan etmesi ve bu kararı temyiz etmemesinden dolayı davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, yerel mahkemenin davayı tümden reddeden kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılardan ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.11.2018 tarihli, 2016/1763 Esas, 2018/6690 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; kararın yasal süresi içerisinde yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu 110 ada 12 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin murisi olan babası ... ...’dan geldiğini, müvekkili ile müvekkilinin kardeşi ...’in, babalarından kalan taşınmazları paylaştığını ve dava konusu taşınmazın yapılan paylaşım sonucunda müvekkiline kaldığını, ...’e de kız kardeşlerinin ... ... tarafından verilmek kaydı ile dava dışı başkaca taşınmazların kaldığını, dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından 1964 yılından beri kullanıldığını ancak taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu 110 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... ve ... ayrı ayrı cevap dilekçelerinde; ... kızı ...’nın mirasçıları olduklarını, anneleri ...’dan gelen miras haklarını dayıları olan davacı ...’den istemelerine rağmen vermediğini, annelerinden gelen haklarını alamadıklarını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

2. Davalı ... ve ... tarafından davaya cevap verilmemiş ancak davalılar 23.09.2010 tarihli duruşmada, dava konusu taşınmazın murisleri olan babaları ...’den geldiğini, taşınmazın babaları tarafından sağlığında kullanılmak üzere kardeşleri olan davacıya verildiğini, ...’nin ölümünden sonra da davacının taşınmazdaki kullanımının devam ettiğini, taşınmaz davacı tarafından kullanılmış olsa da taşınmazda babalarından gelen haklarının bulunduğunu, öte yandan tapu kayıt maliki ...’ın taşınmazda hakkının bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

3. Dahili davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiş ancak dahili davalı 12.03.2015 tarihli duruşmada, açılan davaya bir diyeceğinin bulunmadığını ve davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

4. Diğer davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.03.2015 tarihli, 2012/366 Esas, 2015/153 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın evveliyatı itibariyle tarafların müşterek murisi ...’ye ait olup, ... tarafından sağlığında davacıya verildiği, davacı tarafından dava konusu taşınmaz içerisine ev yaptırıldığı, yine ...’nin sağlığında davacı ile davalılardan ... arasında 09.04.1990 tarihli senet düzenlendiği, bu senet uyarınca da dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunun kabul edildiği, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle;

Davanın kabulüne, dava konusu 110 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, davalılar ..., ..., ..., ..., dahili davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... aleyhlerine açılan davanın husumet yokluğu nedeni reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalılardan ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.11.2018 tarihli, 2016/1763 Esas, 2018/6690 Karar sayılı kararıyla; “davacı ...’nun, davalılardan ... ile yaptığı 09.04.1990 tarihli anlaşma senedine dayanarak muris ... ...'dan kalan dava konusu taşınmazın kendisine bırakıldığını, taşınmaz üzerine ev yaptığını ve taşınmazı kullandığını ileri sürerek dava açtığı, davalılardan ...’nun, muris ... ...'nun taşınmazı sağlığında davacıya devrettiğini, taşınmazın davacı tarafından kullanıldığını, davalılardan ... ise muris ... ...'nun taşınmazı kullanması için davacıya verdiğini, murisin ölümünden sonra da taşınmazın davacı tarafından kullanılmaya devam edildiğini savunduğunu, Mahkemece sözü edilen dava konusu taşınmazın muris ... ... tarafından sağlığında davacı ...’ya hibe edildiği ve onun zilyetliğinde bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de dava konusu taşınmazın zilyetliğinin murisin sağlığında davacı ...'ye ne zaman, hangi maksatla, miras payına karşılık mı yoksa geçici olarak mı devredildiğinin kesin olarak belirlenmediği belirtilerek, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılması, yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğunun, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığının, halen kimin zilyetliğinde olup, nasıl tasarruf edildiğinin, tarafların murisinin sağlığında taşınmaz zilyetliğinin davacı ...'ye ne zaman, hangi maksatla miras payına karşılık mı yoksa geçici olarak mı devredildiğinin, ...'nin zilyetliğinin başlangıç tarihi ve ne sıfatla zilyet olduğunun, taşınmazın zilyetliğinin devredilmesinden kaç yıl sonra davacının taşınmaz üzerine ev yaptığının, taşınmaz üzerinde bulunan fındıkları kimin topladığının, gelirini kimin aldığının, murisin sağlığında paylaştırdığı başka taşınmazlar olup olmadığının maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmesi, zilyetlik ve hibe durumunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılması, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın tarafların müşterek murisi olan ...’ye ait olduğu, ...’nin sağlığında dava konusu taşınmazı evlendiği zaman geçimini sağlaması için geçici olarak davacıya verdiği, her ne kadar bir kısım tanıklarca ... terekesinin taksim edildiği beyan edilmiş ise de ... mirasçılarından davalı ...’ye miras hakkının verilmediği, davalılar ..., ..., ..., ... ve dahili davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan dava yönüyle de pasif husumetin bulunmadığı gerekçesiyle;

Davanın reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin murisi ...’nin 1964 yılından beri dava konusu taşınmazı kullandığını, taşınmaz üzerine ev yaptığını, fındık diktiğini, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının da iddialarını doğruladığını, davanın ne sebeple reddine karar verildiğini anlayamadıklarını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi; “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”

b) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 308. maddesi; “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”

c) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640/1. maddesi; “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

d) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640/2. maddesi; “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan ... temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”

e) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. maddesi; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin ..., ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”

f) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden ... topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.”

g) 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda Samsun ili, Salıpazarı ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 12 parsel sayılı 29.814,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ..., ..., ..., ... ve ... adına verasette iştiraken tespit ve komisyon kararı uyarınca ..., ve ... adına tespit ve tescil edilmiş; dava tarihinden önce ve yargılama sırasında yapılan kayden satış ve tevhit işlemleri sonucunda taşınmazın 24/384 payı davalı ..., 8/384 payı davalı ... ..., 265/384 payı davalı ..., 55/384 payı davacı ... ve 1/12 payı davacı ...’nun oğlu dahili davalı ... adına tescil edilmiştir.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının hükmüne uyulan bozma kararına uygun olduğuna, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığına göre, yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava konusu taşınmazda 32/384 (1/12) pay sahibi olan ...’ın payını yargılama sırasında kayden satın alan davacı ... mirasçılarından dahili davalı ..., 12.03.2015 tarihli duruşmada, açılan davaya bir diyeceğinin bulunmadığını ve davayı kabul ettiğini beyan etmiş, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kabul kararını da temyiz etmemiş olmakla, dahili davalı ...’ya ait 1/12 pay yönünden, davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Öte yandan, dahili davalı ... eldeki davada bağımsız pay sahibi sıfatıyla yer almakta olup, yargılama sırasında davacı ...’nun vefatı üzerine, aynı zamanda davacının mirasçısı sıfatını kazanmış olsa da terekeye dahil hak yönünden bu durum, dahili davalı ...’yu dahili davalı – davacı sıfatı birleşen kişi durumuna getirmez.

Hal böyle olunca; Mahkemece ...’nun 1/12 payı yönüyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ... payı yönüyle davacı lehine oluşmuş olan usuli kazanılmış ... ortadan kaldıracak şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi isabetsiz olup, kararın açıklanan sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

Açıklanan sebeple;

Yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın talep halinde temyiz edenlere iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.