Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5640 E. 2023/969 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan bir taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı iddia ederek tapu iptali ve tescili talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 20 yıl boyunca aralıksız ve malik sıfatıyla olduğunu ve taşınmazın imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiğini ispatlayamaması, davalı tarafın da kesin hüküm oluşturan bir önceki dava ile husumetten çıkarılmamış olması gözetilerek mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Anamur ilçesi Akine köyünde yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği yaklaşık 1.000 metrekarelik kısma davacının uzun zamanadır zilyet olduğunu ileri sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu kısmın davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava dışı ... ... tarafından Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/15 Esas, 2012/301 Karar sayılı dosyasında açılan tescil davasında davacı ...’in müdahale talebinde bulunduğunu ancak harcını yatırmadığından taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiğini, kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı ... vekili ve davalı ... vekili, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Anamur 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2014 tarihli ve 2013/610 E., 2014/795 K. sayılı kararıyla, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2017 tarihli ve 2015/20425 Esas, 2017/8188 Karar sayılı kararıyla, "Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/15 Esas, 2012/301 Karar sayılı dosyasında ...’in hak iddia ettiği yer harflendirerek gösterilmiş ise de adı geçen tarafından harç yatırılarak usulüne uygun açılmış dava olmadığı gerekçesiyle ...’in talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden bu ilamın davacı hakkında kesin hüküm oluşturmayacağı... Hazine adına tapu kaydı oluşup oluşmadığının belirlenmesi, tapu kaydı oluşmuş ise davanın tapu iptal ve tescil niteliğinde olduğu gözetilerek araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilerek hüküm bozulmuştur.

C. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı

Anamur 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.06.2019 tarihli ve 2019/2 E., 2019/234 K. sayılı kararıyla, davaya konu yerin işlenmediği, eğimin %25-30 arasında olduğu, imar-ihya yoluyla bir yerin kazanılması için tarıma elverişli hale getirme ve bu olgunun tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmesi gerektiği, dava konusu taşınmaz bölümlerinin imar-ihyasının tamamlanmamış olduğu, TMK'nın 713. maddesinde ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen şartların davacı yararına gerçekleşmediği, alınan bilirkişi raporu ile uyumlu olmayan afaki mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, mahkemece imar ihya şartları yönünden hatalı değerlendirme yapıldığını, bozmadan önceki 2011 yılında yapılan keşifte taşınmazın kullanılmasına rağmen aradan 8 yıl geçtikten sonra yapılan ikinci keşifte ise taşınmazın kamulaştırma çalışmaları nedeni ile kullanılmadığını, bu nedenle raporların gerçeği yansıtmadığını, harita mühendisinin yanında fotoğrametri uzmanının da olması gerektiğini, raporlar arasında çelişki olduğunu, bu çelişkinin giderilmediğini, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, dosyada toplanan delillerden davacı tarafın iddiasını ispatladığını, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14.ve 17. maddelerine dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir.

Anamur ilçesi Akine köyünde 1977 yılında yapılan kadastro çalışmalarında boşluk vasfı ile tespit harici bırakılan taşınmaz daha sonra hükmen 358 parsel numarası adı altında tarla vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)

190. maddesi şöyledir; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK)

6. maddesi şöyledir; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun

713/1. maddesi şöyledir; ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun

14. maddesi şöyledir; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun

17.maddesi şöyledir; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davacı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin, yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 135.50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21/02/2023 gününde oy birliği ile karar verildi.