Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5661 E. 2021/7333 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetlik iddiasıyla tapusuz taşınmazın tescili istenmesine karşın, davalı Hazine vekilinin zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın imar planı içinde olup olmadığı, zilyetliğin başlangıç tarihi, derenin durumu ve karayolunun yapım tarihi gibi konularda yeterli araştırma yapmadan ve ilgili kurumlardan bilgi almadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZ TESCİLİ

Dava tapusuz taşınmaz tescili istemine ilişkindir.

Davacılar ... ve ..., Rize/ Merkez/ Kendirli Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak tescil istemiyle dava açmışlardır.

Davalı Hazine vekili ise, zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar lehine oluşmadığını beyan ederek, davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde kaldığı, böyle bir yerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, kaldı ki zilyetlikle iktisap koşullarının da davacılar lehine oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 25/06/2019 Tarih, 2016/14062 Esas, 2019/4803 Karar sayılı ilamıyla, “davanın, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine birlikte yöneltilmesinin zorunlu olduğu, Mahkemece dava konusu taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ilçe belediye başkanlığı davaya dahil edilmediği gibi, taşınmazın sınırında Rize-Kalkandere-İkizdere Karayolu bulunmasına rağmen ... davaya dahil edilmeden sadece Hazine’ye karşı yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulduğu ve böylelikle taraf teşkilinin eksik bırakıldığı belirtilerek, Mahkemece taşınmazın bulunduğu ilçe belediye başkanlığı ile ...’nü davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıların savunmasının alınması, göstermeleri halinde delillerinin toplanması, bundan sonra toplanan deliller uyarınca karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde, davalı Hazine vekili tarafından temyiz, davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.11.2021 Pazartesi günü için yapılan tebligatlar üzerine temyiz eden davalı Hazine vekili Avukat Sema Selçuk geldi. Başka gelen olmadı. Duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde; Mahkemece verilen önceki günlü hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, Hazine yönünden kesinleşmiş olduğunun anlaşılmasına ve kesinleşen hususların yeniden temyizen incelenmesi mümkün bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin temyiz isteminin reddine,

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümünün, 1967 yılından beri Kendirli Belediyesi’nin mücavir alanı ve uygulama imar planı içerisinde, yine belediye meclisinin 05.07.1995 tarih 15 sayılı kararıyla kabul edilen uygulama imar planı içerisinde kaldığı, taşınmazdaki zilyetliğin en erken 1980’li yıllarda başladığı ve taşınmazın imar-ihya edilmediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Dosya arasında bulunan ...’nın 16.12.2013 günlü yazısında, dava konusu taşınmaz bölümünün sınırında bulunan 2299 parsel sayılı taşınmazın, belediye meclisinin 05.07.1995 tarih 15 sayılı kararıyla uygulama imar planı içerisine alındığı, aynı zamanda taşınmazın belediyenin kuruluşu olan 1967 yılından beri belediye sınırları içerisinde kaldığının bildirildiği anlaşıldığı halde, Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümünün ilk defa hangi tarihte imar planı kapsamına alındığı ...’ndan sorulmamıştır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının bir kısmı tarafından, taşınmazın sınırında bulunan yoldan sonra mevcut olan derenin, öncesinde taşınmazın bulunduğu bölgeden aktığı ve çatallanarak ikiye ayrıldığı, taşınmazın sınırına yol yapıldıktan sonra ise derenin akış yönünün değiştiği ve şimdiki yerinden akmaya başladığı belirtilmiş olmasına rağmen, ...'nden söz konusu karayolunun yapımına hangi yıl başlandığı, yol yapımının hangi yılda tamamlandığı ve yol ile ilgili olarak kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı sorulmamış, kamulaştırma çalışması yapılmışsa buna ilişkin evrak dosya arasına alınmamıştır. Yine, dosya kapsamından dava konusu taşınmazın 1952 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında, dere yatağı olması sebebiyle tescil harici bırakıldığı anlaşılmasına, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının bir kısmı tarafından, taşınmazın sınırında bulunan yoldan sonra mevcut olan derenin, yağış fazla olduğu zamanlarda yatağına sığmayıp taştığı, bazen taşınmazın ortasından yayılarak geçtiği, her zaman su olmasa da taşınmazda taş olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, DSİ Genel Müdürlüğü’nden, dere üzerinde ıslah çalışması veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı sorulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmaz bölümünün ilk defa hangi tarihte imar planı kapsamına alındığı ve imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği Kendirli Belediye Başkanlığından sorulmalı, imar planının onaylı bir örneği dosya arasına getirtilmeli, ...'nden, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan karayolunun yapımına hangi yıl başlandığı, yol yapımının hangi yılda tamamlandığı ve yol ile ilgili olarak kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı sorularak, yapılmışsa kamulaştırma haritası ve ilgili belgelerin getirtilip dosyasına konulması, DSİ Genel Müdürlüğü’nden, taşınmazın sınırında bulunan yoldan sonra mevcut olan dere üzerinde ıslah çalışması veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ne zaman yapıldığı sorulmalı, taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarihten (imar planının kesinleştiği) 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğü’nden getirilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, taşınmazın dere yatağı olup olmadığı, derenin yatak değiştirip değiştirmediği, değiştirdiyse ne zaman değiştirdiği, bölgede daha önce sel taşkını olup olmadığı, olduysa ne zaman olduğu ve taşımazın taşkından etkilenip etkilenmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğunu, taşınmazın imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeolog bilirkişi kurulundan, taşınmazın niteliğini, taşınmazın derenin etki alanı içerisinde kalıp kalmadığını (derede ıslah çalışması yapılmışsa, ıslah öncesi ve sonrasında), dere yatağı niteliğinde olup olmadığını ya da dereden kazanılıp kazanılmadığını açıklayan, önceki jeolog raporunun da değerlendirildiği, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, dosya arasında bulunan ve Harita Genel Müdürlüğü’nden getirtilecek hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, davacılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.