Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5734 E. 2023/492 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Toprak tevzi çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen taşınmazın, kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilmesi üzerine Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın toprak tevzi suretiyle davalının zilyetliği devraldığı bayi lehine dağıtılan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/2. maddesi uyarınca toprak tevzi suretiyle dağıtılan yerlerin işlemleri tamamlanmamış olsa bile başka bir şart aranmaksızın hak sahipleri adına tespit ve tescil edilmesi gerektiği gözetilerek, davacı Hazinenin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili çekişmeli 112 ada 13 parsel taşınmazın toprak tevzi komisyonunun çalışmaları sırasında 215 parsel numarası ile sınırlandırılarak Hazine adına tevzi edildiği ve tapuya kaydedildiği; ancak dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve tapu kaydı dikkate alınmaksızın şartları oluşmadığı halde iktisaba elverişli zilyetlik nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapusunun iptali ve Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın toprak tevzi çalışmaları öncesi müvekkili ve bayilerinin zilyetliğinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, taşınmazın davalının bayi lehine tevzi edilerek tapuya kaydedildiği, öte yandan davalı yararına eklemeli şekilde zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığı, soyut ve maddi olaylara dayanmayan yerel bilirkişi beyanlarının hükme esas alındığı, toprak tevzi komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına tapuya kaydedildiği, kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığı, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığı, davalı adına aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığı, öte yandan Hazine aleyhine ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürülerek hükmün kaldırılması ve davacı Hazine lehine hüküm kurulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmazın toprak tevzi çalışmalarında 215 parsel olarak sınırlandırıldığı, bu taşınmazın 329 belirtme parseline isabet ettiği, belirtmelik tutanağında ve tablendikatif listesinde ... ... adına yazıldığı, taşınmazın ifrazı sonucu 674 ve 675 parsellere ayrıldığı, 675 parselin yapılan dağıtım sonucu ... ... adına tapuya bağlandığı, 674 parselin ise tapuya bağlanmadığı, 3402 sayılı Kanun'un 46/2 maddesi uyarınca toprak tevzi suretiyle dağıtılan yerler işlemleri tamamlanmamış olsa bile başka bir şart aranmaksızın hak sahipleri adına tespit ve tescil edileceğinin ön görülmüş olmasına göre dağıtıma uygun yapılan kadastro tespiti uyarınca tapu kaydı oluştuğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına tutunmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda, Kars ili, Sarıkamış ilçesi, Balabantaş köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 13 parsel sayılı taşınmaz Ekim 1970 tarih, 2 cilt ve 155 sahife sayılı tapu kaydı dayanak alınarak, Toprak Tevzi Komisyonunun yörede yaptığı çalışma sırasında 215 tevzi parseli olarak sınırlandırıldığı ve Niyazı oğlu ... ... adına tespit yapıldığı ardından ifraz edildiği, ifrazen oluşan 674 tevzi parselinin malikinin kullanımında olmasına karşın tapuya tescil edilmediği; 675 tevzi parselinin ise Ekim 1970 tarih, 2 cilt ve 155 sahife sayılı tapu kaydı ile Niyazi oğlu ... ... adına tapuya bağlandığı, taşınmazın tapu malikinin fiili zilyetliğinde iken, hibe suretiyle Zeynal ve ... ...’a zilyetliğin nakledildiği gerekçesiyle adı geçenler lehine tespit ve tapuya tescil edildiği, bilahare 15/05/2012 tarihinde satış yoluyla kayden davalı adına temlik edildiği görülmektedir. Davacı Hazine toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan tapu kaydına tutunmak suretiyle tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş ise de, taşınmazın tevzi suretiyle davalının zilyetliği devraldığı bayi lehine dağıtılan yerlerden olduğu, (3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/2. maddesi) toprak tevzi suretiyle dağıtılan yerlerin işlemleri tamamlanmamış olsa bile başka bir şart aranmaksızın hak sahipleri adına tesbit ve tescil edilmesi gerektiği bu nedenle kadastro tespitinin isabetli olduğu, davacı Hazinenin iddiasını ispat edemediği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.