Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5780 E. 2023/1101 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro öncesi dönemde taşınmazlar üzerinde yirmi yıldan fazla süreyle malik sıfatıyla, çekişmesiz ve aralıksız zilyetliğini ispatladığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, resen nazara alınması gereken hususlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Mardin ili, Midyat ilçesi, Çavuşlu Mahallesinde bulunan, 221 ada 53 ve 201 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları esnasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, esasen bu taşınmazların bir kısmını 35 sene önce satın aldığını ve kullanımında olduğunu, zilyetliğinde olan kısmın vasfının gerçekte 2 adet bağ olmasına rağmen, kadastro çalışmaları esnasında ham toprak olarak tespit edildiğini belirterek, Midyat ilçesi, Çavuşlu Mahallesinde bulunan 221 ada 53 parsel ile 221 ada 201 parsel kapsamında kalan bir kısım bağa ilişkin tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarının üzerinden 10 yıl geçtiğini, bu süre içerisinde herhangi bir itiraz yapılmadığından dava açma hakkının hak düşürücü sürenin dolması sebebiyle ortadan kalktığını, davacının bu taşınmazlara hiçbir zaman malik sıfatıyla zilyet olmadığını, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, özel mülkiyete konu olması ya da imar ve ihya yoluyla kazanımı ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2019/123 Esas, 2019/1172 Karar sayılı kararıyla;dava konusu yerin tarıma elverişli olup, imar ihyasının yapıldığı, hali hazırda tarımsal faaliyette kullanıldığı 20 yıldan fazla süredir davacının zilyetliğinde bulunduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Mardin ili, Midyat ilçesi, Çavuşlu/Cumhuriyet Mahallesinde bulunan 221 ada 53 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile kuru tarım arazisi vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline; Mardin ili Midyat ilçesi Çavuşlu/Cumhuriyet Mahallesinde bulunan 221 ada 201 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi ...'ın 02.10.2019 havale tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 1770,90 m²lik alan ile B harfi ile gösterilen 4792,56 m²lik alana ilişkin tapu kaydının iptali ile kuru tarım arazisi vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Kadastro çalışmaları sırasında usulüne uygun olarak ilan ve işlemlerin yapıldığını, herhangi bir itirazın söz konusu olmadığını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebine dayalı iktisap koşullarının oluşmadığını, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu, imar ihya ile kazanım şartlarının bulunup bulunmadığının tam olarak araştırılmadığını ve yargılama giderine ilişkin hesaplamaların hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.09.2020 tarihli ve 2020/292 Esas, 2020/373 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin istinaf isteminin yerinde olmadığı, ancak hükümde çekişmeli taşınmazların bilirkişi tarafından tespit edilen niteliklerinden farklı vasıflandırılması ile çekişmeli 221 ada 201 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilmediği ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ifraz edilmediği, bu durumun infazda tereddüte neden olacağı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, resen göz önüne alınması gereken hususlar dikkate alındığında, Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/123 Esas, 2019/1127 Karar sayılı dava dosyasında verilen 19/12/2019 tarihli kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile, Mardin ili, Midyat ilçesi, Çavuşlu/Cumhuriyet Mahallesinde bulunan 221 ada 53 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile bağ vasfıyla davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, Mardin ili, Midyat ilçesi, Çavuşlu/Cumhuriyet Mahallesinde bulunan 221 ada 201 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ...'ın 02/10/2019 havale tarihli rapor ve krokisinde "A" harfi ile gösterilen 1770,90 m²lik kısmı ile "B" harfi ile gösterilen 4792,56 m²lik kısmına ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile 221 ada 201 parsel sayılı taşınmazdan ifrazlarına, taşınmazların bütün olarak 6563,46 metrekare yüzölçümü ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle "bağ ve tarla" vasfıyla davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı temsilcisince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

23.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.