Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5787 E. 2023/967 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastro çalışmaları sonucu hatalı tescil edildiği iddia edilen taşınmazlar üzerindeki tapu iptal ve tescil talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğini ispatlayamaması ve kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinden yararlanamaması nedeniyle, tapu iptal ve tescil talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Ret/Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mutki Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, yörede yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 156 ve 158 parsel sayılı taşınmazların hatalı olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, çekişmeli taşınmazlar ile 101 ada 155 ve 157 parsel sayılı taşınmazları bir bütün olarak önceki zilyetlerinden kardeşi ile beraber satın aldıklarını, kardeşi ile arasında yaptığı paylaşım sonucu 101 ada 156 ve 168 parsel sayılı taşınmazların kendisine kaldığını ve taşınmazlara ait vergi kaydı olduğunu ileri sürerek satın alma, paylaşım ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece delillerin yöntemine uygun olarak toplanmadığını, tanık ve yerel bilirkişilerin davalılarla yakın akraba olup yanlı beyanda bulunduklarını, delil olarak sundukları satış senedi ile vergi kaydının çekişmeli taşınmazlara uyduğunu, açtıkları davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların davacı tarafın dayandığı vergi kaydı ve senet kapsamında kalmadığı, keşif mahallinde dinlenilen yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişilerinin beyanlarına göre çekişmeli taşınmazlara davacının zilyet olmadığı, davalıların zilyet olduğu, yapılan keşfe ve belirlenen yerel bilirkişi isimlerine davacının itiraz etmediği, kayıtların çekişmeli taşınmazlara uyduğu kabul edilse dahi davacının taşınmazlarda yürüttüğü zilyetlik sabit olmadığından kayıtların tek başına hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmadığı, bu durumda davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının sonucu itibarı ile yasaya uygun olduğu ancak, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanakları kesinleşip tapuya tescil işlemi yapıldığına ve davanın tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğuna göre, davanın reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken kadastro mahkemesinde tapusu oluşmamış bir taşınmaza yönelik olarak yargılama yapılıyormuş gibi “tespit gibi tescil” hükmü kurulmasının doğru olmadığı, infaz sırasında tereddüt yaratacağı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile HMK'nin 355 ve 353/1-b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)

190. maddesi şöyledir; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK)

6. maddesi şöyledir; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun

713/1. maddesi şöyledir; ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun

14. maddesi şöyledir: “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun

17. maddesi şöyledir; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

3. Değerlendirme

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve çekişmeli taşınmazlar üzerinde dava tarihinden geriye doğru 45-50 yıldır kullanım olmamasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 125.50 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.