Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5835 E. 2023/1222 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edilmesi üzerine Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, Hazine adına kayıtlı taşınmazın mülkiyeti, tapu kaydının dayanağı, taşınmazın niteliği, komşu parsellerle ilişkisi ve meradan sökülüp sökülmediği hususlarında yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı, bu hususlarda gerekli bilirkişi incelemelerinin yaptırılmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili çekişmeli 103 ada 40 parsel sayılı taşınmazın toprak tevzi komisyonunun çalışmaları sırasında 158 parsel numarası ile sınırlandırılarak hazine adına tevzi edildiği ve tapuya kaydedildiği; ancak dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve tapu kaydı dikkate alınmaksızın şartları oluşmadığı halde iktisaba elverişli zilyetlik nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu iptali ve Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı Hazinenin tutunduğu tapu kaydının oluştuğu tarihten önce davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığı, soyut ve maddi olaylara dayanmayan yerel bilirkişi beyanlarının hükme esas alındığı, toprak tevzi komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına tapuya kaydedildiği, kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığı, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığı, dosya arasında yer alan bilirkişi raporlarının soyut ve yetersiz olduğunu, ... fotoğraflarından yöntemince ve yeterli yararlanılmadığını, taşınmazın komşusu parseller ile ayırıcı sınırlara sahip olup olmadığı üzerinde durulmadığı, davalı adına aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığı ileri sürülerek hükmün kaldırılması ve davacı Hazine lehine hüküm kurulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmaza ait olduğu anlaşılan davacı Hazineye ait tapu kaydının oluşum tarihine kadar aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süreyle zilyetlik koşullarının davalı ve bayileri lehine oluştuğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulduğu, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına tutunmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı yasanın 46/1 ve 14. maddeleri

2. 4753 ve 5618 sayılı toprak tevzi çalışmalarının usul ve esaslarına ilişkin yasa hükümleri

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucunda, Kars ili, Sarıkamış ilçesi, Alisofu köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 40 parsel sayılı taşınmaz Ocak 1964 tarih 2 cilt, 112 sahife sayılı tapu kaydı dayanak alınarak ve Toprak Tevzi Komisyonunun yaptığı çalışmada 158 parsel sayısında sınırlandırıldığı; ancak ... oğlu ... zilyetliğinde iken adı geçenin taşınmazı, ... oğlu ...'a haricen hibe ederek zilyetliği teslim ettiği edinme kısmında açıklanmak suretiyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Dava konusu taşınmaz, 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan tapu kaydı esas alınarak, kaydın oluştuğu tarihe kadar davalı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı adına tespit edilmiş olup, bu şekilde oluşan tapu kayıtlarının kapsamında kalan yerlerin, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde, zilyetleri adına tescile karar verileceği 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda anılan Yasa maddesi uyarınca, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir.

3.Mahkemece, çekişmeli 103 ada 40 parsel sayılı taşınmazda davalı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46/1. madde koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, taşınmazın dayanağı olan 1480 numaralı belirtmelik parseli ile ilgili belirtmelik tutanağında taşınmazın zilyedinin tasarruf vesikası ibraz etmediği, bu yerin mera ya da haliden açıldığı ve zilyetlik süresinin iktisaba elverişli olmadığının belirtildiği ve taşınmaza komşu 103 ada 102 parselin bulunduğu sahanın toprak tevzi sırasında 783 belirtmelik numarası ile mera olarak belirtildiği, bu yerin kadastro sırasında 103 ada 102 parsel numarasıyla mera olarak sınırlandığı anlaşıldığı halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın niteliği ve komşu parsellerden ne şekilde ayrıldığı, komşusu mera parseli ile aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, komşu köylerden tespit edilecek mahalli bilirkişiler marifetiyle taşınmazın mera olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmamış, jeodezi uzmanı bilirkişiden ... fotoğraflarının incelenmesi suretiyle dava konusu taşınmaz ile komşusu meranın nitelikleri ve fotoğraflardaki görüntüleri itibariyle bütünlük arz edip etmediği hususunda rapor alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

4. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının oluşumundan öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat bilirkişisi kurulundan, çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine taşınmazı kapsayan ... fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın ... fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.