"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret-Kabul/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ulus Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, ortak mirasbırakan babaları ... ...'dan intikal edip 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile zilyetliklerinde bulundurdukları Bartın ili, Ulus ilçesi 190 ada 4 parsel sayılı taşınmazı davalının aralarındaki rızai taksime ve fiili kullanıma aykırı olarak kadastro ile kendi adına tespit ve tescil ettirdiğini, daha sonra taşınmazı ifraz ettirip 190 ada 8 ve 9 parseller olarak adına tescil ettirdiğini ileri sürerek 190 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler; aşamada istemlerini paya hasrederek miras payları oranında tapu iptali ve tescil talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, zamanaşımı süresinin geçtiğini, babaları ... öldükten sonra davacılar ile dava dışı kardeşleri ... ile birlikte babalarından kalan taşınmazları kendi aralarında harici ve rızai taksim ettiklerini, dava dışı kız kardeşlerinin daha önceden miras haklarını para olarak aldıklarından kadastro tespiti sırasında taşınmazlarda haklarının kalmadığını beyan ettiklerini, harici taksim sonucu dava konusu 190 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kendisine isabet ettiğini, taşınmazı ifraz ettirmesi sonucu oluşan 190 ada 8 ve 9 parsellerin tek başına kendisinin zilyetliğinde ve tasarrufunda olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2018 tarihli ve 2017/27 Esas, 2018/169 Karar sayılı kararıyla; tüm mirasçıların katılımıyla yapılan geçerli bir taksim sözleşmesi mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın davacı ... yönünden miras payı oranında kabulüne; davacı ...'in ise kadastro tespit bilirkişisi olarak köyde görev aldığı, kadastro tespiti sırasında talebi doğrultusunda, mirasbırakandan gelen dava dışı 190 ada 6 parseli kendisi adına, dava dışı 190 ada 5 parseli diğer davacı ... adına,190 ada 4 parseli (ifraz sonucu 8 ve 9 parseller) davalı ... adına yazdırdığı, davacı ...'in kendi talebi doğrultusunda tespit gören taşınmazlar için tapu iptali ve tescil davası açıp hak talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile davacı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili; mirasbırakandan kalan taşınmazların mirasçılar arasında taksim edildiğini, dava konusu edilen 4 parsel sayılı taşınmazın taksim sonucu davalıya bırakıldığını ve taksime uygun olarak zilyetliklerin devam ettiğini, davacıların iddiasının doğru olmadığını ve davalarını kanıtlayamadıklarını ileri sürerek, kararın kaldırılması, davanın reddine karar verilmesi isteği ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15/10/2020 tarihli ve 2018/1875 Esas, 2020/760 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın mirasçılar arasında yapılan taksim neticesinde davalı ...’ye kaldığı, mirastan kalan tüm taşınmazlara ait tutanakların edinme sebeplerinden de bu hususun anlaşıldığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın davalıya verildiği bildirildiğine, bu hususlar dosya arasına alınan kesinleşmiş kadastro tutanakları ve tapu kayıtları ve taraf, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile de doğrulandığına göre, mahkemece hatalı şekilde kısmen kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf isteği yerinde görüldüğünden 6100 sayılı HMK'nın 341. ve 353/1.b.2. maddeleri gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; noksan inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verildiğini, davalının davaya süresi içinde herhangi bir cevap vermediğini, daha sonra ileri sürdüğü ve taraflarınca kabul edilmeyen savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olan savunmalarını ispatlayamadığını, davalının aralarındaki rızai taksime aykırı hareket ettiğini, davalı adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene (miras yoluyla intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine) dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın Ulus Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
22.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.