Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5862 E. 2023/1357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, mirasbırakanlarından intikal yoluyla ve taksim neticesinde zilyetliklerini iddia ettikleri taşınmazların Hazine adına tespit edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen nizasız, fasılasız 20 yıllık zilyetliklerini ispatlayamamaları ve taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin ekonomik amacına uygun olmadığının tespit edilmesi gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, Sivas ili, Ulaş ilçesi, Güneşli köyü çalışma alanında bulunup sınırlandırması yapılan 111 ada 58, 59 ve 61 parsel sayılı taşınmazlar ile dava dilekçesine ekli krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile işaretlenen aynı yer 111 ada 178 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kalan kısımlar bir bütün halinde iken müşterekleri arasında taksim edildiğini, 111 ada 58 parsel ile (A) harfi ile gösterilen kısmın mirasbırakanlar ... ... ve ... ...'a, 111 ada 59 parsel ile (B) harfi ile gösterilen kısmın mirasbırakan ...'a, 111 ada 61 parsel ile (C) harfi ile gösterilen kısmın da mirasbırakan ...'a verildiğini, belirtilen taşınmazların taksim öncesinde adı geçen mirasbırakanlar tarafından müşterek olarak, taksimden sonra da taksimle kendisine verilen kişiler tarafından ölünceye kadar malik sıfatı ile aralıksız ekilip biçildiğini, adı geçenlerin ölümü üzerine mirasçı olarak taşınmazlarda malik sıfatıyla zilyetliklerini devam ettirdiklerini, eklemeli zilyetliklerinin 100 yılı aştığını, 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 111 ada 58, 59 ve 61 parsellerin, taşınmazları taksim sonucu kullanan kişiler adına tespit ve tescil edildiğini ancak ekli krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile işaretlenen kısımların davalı Hazine adına 111 ada 178 parsel içerisinde ham toprak (hali arazi) vasfıyla tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımların tapu kayıtlarının ifrazen iptaline, (A) harfi ile gösterilen kısmın mirasbırakanlar ... ... ve ... ... adına kayıtlı 111 ada 58 parsel sayılı taşınmaza tevhit edilerek tesciline, (B) harfi ile gösterilen kısmın mirasbırakan ... adına tescilli 111 ada 59 parsel sayılı taşınmaza tevhit edilerek tesciline, (C) harfi ile gösterilen kısmın ise mirasbırakan ... adına tescilli 111 ada 61 parsel sayılı taşınmazla tevhit edilerek tescil edilmesine karar verilmesini talep etmişler; aşamada dava dışı mirasçılar davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, 111 ada 178 parsel sayılı taşınmazın “Ham Toprak” vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacıların dava konusu taşınmaz üzerinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun aradığı anlamda kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisaba elverişli bir zilyetliklerinin bulunmadığını, zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediğini, miras hakkına dayanılarak açılan davalarda, taşınmaz elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğundan, davacıların taşınmaz üzerinde tek başına tasarruf yetkileri olmadığı gibi tek başına davayı takip yetkilerinin de bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2019 tarihli ve 2018/600 Esas, 2019/771 Karar sayılı kararıyla; ziraat bilirkişisi tarafından ibraz edilen rapora göre taşınmazların 20 yıldır toprak işlemesinin yapılmadığı, taşınmazın davacıların veya mirasbırakanlarının malik sıfatıyla kullanımında olmadığı, tapu kaydının iptali ile tescili istenen yerlerin ham toprak vasfında Hazine arazisi olduğu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili, kadastronun 2009 yılında yapıldığını, 20 yıllık zilyetliğin 2009 yılından geriye doğru hesaplanması gerektiğini, Mahkemenin ise keşiften geriye doğru hesapladığını, davaya konu (A), (B), (C) ile mirasbırakanlar adına tespit gören 58, 59 ve 61 parseller arasında bitki örtüsü, toprak yapısının uyumlu olduğunu, bu hususun dikkate alınmadığını, mahalli bilirkişiler ve tanıkların hukuki yararı olduğu için zilyetlik konusunda gerçek dışı beyanlarda bulunduklarını, komşu köyden mahalli bilirkişilerin belirlenmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2020 tarihli ve 2020/824 Esas, 2020/826 Karar sayılı kararıyla; davacıların kadastro tespit tarihinden önce 10 yıl süre ile taşınmazı kullanmadığının dosyada yer alan delillerle belirlendiği, taşınmaz üzerinde davacıların tespit tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmünde öngörülen nizasız fasılasız 20 yıllık iktisap sağlayan süreye ulaşan ekonomik amacına uygun zilyetliklerinin bulunmadığının saptandığı, belirtilen nedenlerle ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, istinaf dilekçesindeki itirazlarını yineleyerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene (irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği) dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14/1. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.