Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5872 E. 2023/1833 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemden kaynaklanan miras ortaklığındaki taşınmazlar üzerindeki tapu iptali ve tescil davasında, davacıların zilyetlik ve miras paylarını ispat edip etmedikleri ile bazı davalıların dava kabulü beyanlarının sonuçları.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların malik sıfatıyla zilyetliklerini ispatlayamadıkları, ancak bazı davalıların davayı kabul etmelerinin HMK’nın 308, 309 ve 311. maddeleri uyarınca kesin hüküm doğurduğu ve bu davalılar yönünden davanın kabulü gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul - Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Korkuteli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, Antalya ili, Korkuteli ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde bulunan davalılar adına gerek müstakil, gerekse hisseli olarak tapuda kayıtlı olan 148 ada 130-133 parsel,181 ada 9 parsel, 185 ada 7-8-9-10 parsel, 230 ada 13-14-15-16 parsel, 249 ada 24 parsel, 291 ada 6-7-8-9 parsel, 308 ada 24-25-26-27-28-29-30-31-33-34 parsel ve 314 ada 8 parsel sayılı taşınmazların kök muris ... Mellioğlu'na ait olduğunu, mirasçı olarak geriye ..., ... ve davalıların babaları olan ...'ın kaldığını, ... ve ... hisselerini davacıların satın aldıklarını ve taşınmazlara malik sıfatı ile zilyet bulunduklarını ileri sürerek tüm taşınmazlardaki 2/3 hissenin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına mümkünse ifrazen, mümkün değilse hisse şeklinde tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar ..., ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların kök muris ... ...’dan değil, babaları ... ...’dan geldiğini, davacı tarafın delil olarak dayandığı satış senedinin geçerli olmadığını, davacıların kendi hisselerine yönelik olarak zilyetliklerinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalılar ... ... yargılama sırasında, açılan davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın HMK'nın 114/1-h ve 115 maddesi uyarınca usulden reddine, davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, taşınmazların çıplak mülkiyet değeri üzerinden hesaplanması gerekirken üzerine yapılan sera, bina ve yapılar dikkate alınarak serbest piyasa rayiç bedeli hesaplanması konusunu ve bu bedele dayalı harç ve vekalet ücreti takdiri hususunu kabul etmediklerini, dava konusu taşınmazların bir bütün halinde değerlendirilip satıcı ... ve ... hissesinin bu bütünden ayrılarak sonuca göre davacılar adına değerlendirilmesini istediklerini, davayı açarken davalılar adına tespiti yapılan tüm taşınmazları dava konusu ettiklerini, tanık ve mahalli bilirkişi beyanları var iken İlk Derece Mahkemesince satışa dair hususu ispatlayamadıkları gerekçesi ile davanın reddedilmesinin hukuka ve adalete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların, ... ve ... paylarını usulünce iktisap ettikleri, her ne kadar mahallinde icra edilen keşifte alınan bazı beyanlarda zilyetliklerinden bahsedilmiş ise de, bu zilyetliklerinin davalı ... ve ...'nin eşleri olmaları dolayısı ile tereke adına değil, malik sıfatıyla müstakilen kendi adlarına olduğunu ispatlayamadıkları ancak, davalılar ... ve ...'nın 03.12.2015 tarihli dilekçeleri ile davayı kabul ettikleri, HMK'nın 308, 309 ve 311. maddelerine göre kabul ve feragat, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurduğundan Mahkemece, davayı kabul eden ... ve ...'ya ait pay ve parsellerde bu taşınmazların 2/3 paylarına yönelen tapu iptali ve tescil davasının kabul nedeniyle kabulüne karar verilmesi gerektiği, ayrıca dava konusu 230 ada 14 parsel sayılı taşınmaz, dava dışı ... adına kayıtlı olmakla bu parsel yönünden husumet nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiği, yine çekişmeli taşınmazların keşifte belirlenen değerinin davaya konu edilen payları üzerinden tamamlama harcı alındığına göre yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettiren davalılar ... ve ... lehine keşifte belirlenen değer üzerinden vekalet ücreti belirlenmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamakla birlikte vekalet ücretinin hesaplanması sırasında hesap hatası yapıldığı gerekçesiyle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 249 ada 24, 314 ada 8, 181 ada 9, 148 ada 130 ve 133 parsel sayılı taşınmazlarda ... ile ...'ye ait ayrı ayrı 1/4'er payın 2/3 ünün tapu kaydının iptali ile bu payların davacılar ... ve ... adına tapuya tesciline, 230 ada 13, 185 ada 10, 291 ada 6 ve 7 parsellerde davalı ... adına olan tapu kaydının 2/3 payının iptali ile bu payların davacılar ... ve ... adına tapuya tesciline, 308 ada 26, 27, 30, 31, 33, 185 ada 9 parsellerde davalı ... adına olan tapu kaydının 2/3 payının iptali ile bu payların davacılar ... ve ... adına tapuya tesciline, 230 ada 14 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın husumet yokluğundan reddine, 230 ada 15,16, 308 ada 24, 25, 28, 29, 34, 185 ada 7, 8, 291 ada 8, 9 parsellere ve 249 Ada 24, 314 ada 8, 181 ada 9, 148 ada 130 ve 133 parsel sayılı taşınmazlarda davalılar ... ile ...'e ait paylara yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 125.50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.