Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5886 E. 2023/1915 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı bir taşınmazın, kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edilmesi üzerine Hazine'nin açtığı tapu iptali ve tescil davasında, davalının 20 yıllık zilyetlik iddiasının kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı Hazinenin lehine olan yerel mahkeme kararını istinaf etmesinde hukuki yararı bulunmadığı ve davalının istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından değerlendirilmediği gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili, çekişmeli 116 ada 49 parsel sayılı taşınmazın toprak tevzi komisyonunun çalışmaları sırasında 837 parsel numarası ile sınırlandırılarak Hazine adına tevzi edildiği ve tapuya kaydedildiği; ancak dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve tapu kaydı dikkate alınmaksızın şartları oluşmadığı halde iktisaba elverişli zilyetlik nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu iptali ve Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, mülk edinmeye elverişli eklemeli zilyetliğe tutunarak davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten evvel zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın Hazine adına "çayır" vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığı, soyut, dayanaksız, gerekçesiz yerel bilirkişi beyanlarına itibar edildiği, toprak tevzi komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu çekişmeli taşınmazın Hazine adına kaydedildiği, kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığı, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında hazine adına oluşan tapu kaydının tesis tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığı, davalı adına aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılması ve idare lehine hüküm kurulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama aşamasında savunma haklarının kısıtlandığını, yargılamanın 2. oturumunda mahalli bilirkişilerin beyanlarının alındığından haberlerinin olmadığını, bu hususta kendilerine tebligat yapılmadığını, ayrıca taşınmaza ilişkin beyanların mahkeme salonunda alınmasının uygun olmadığını, dinlenen yerel bilirkişilerin duruşma ve keşifte çelişkili beyanlarda bulunduklarını, müvekkilinin 20 yıllık zilyetlikle iktisap süresini tamamladığının dosya kapsamında mevcut delillerle açıkça anlaşıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmaza ait olduğu anlaşılan davacı Hazineye ait tapu kaydının oluşum tarihine kadar aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süreyle zilyetlik koşullarının davalı ve bayileri lehine oluştuğu gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulduğu, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekerrür ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına tutunmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. Aynı Kanun'un 46. maddesinde, "– Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.

Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya toprak tevzii suretiyle verilen yerler (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmaksızın, hak sahipleri adına tespit ve tescil olunur. Bu şekilde hak sahipleri adına tespit ve tescil işlemleri gerçekleşinceye kadarki süre içinde evvelce tahakkuk ettirilenler de dahil olmak üzere ecrimisil alınmaz.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hazinenin mülkiyetinden çıkmış bulunan veya amme hizmetine tahsis edilen taşınmaz mallar hakkında bu madde uygulanmaz.

İlgililerin, daha önce kadastrosu yapılan yerlerde bu maddeye dayanan talep ve dava ..., bu Kanunun yürürlüğe girmesi tarihinden itibaren 2 yıl geçmekle düşer." düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucunda, Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 49 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına kayıtlı Ocak 1964 tarih, 5 cilt, 459 sahife numaralı tapu kaydı dayanak alınarak ve toprak tevzi çalışması sonucu tapunun oluştuğu tarihe kadar eklemeli zilyetlikle iktisap şartlarının ... lehine oluştuğu edinme kısmında açıklanmak suretiyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan tapu kaydına tutunmak suretiyle tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş, Yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, iş bu kararın davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmaza ait olduğu anlaşılan davacı Hazineye ait tapu kaydının oluşum tarihine kadar aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süreyle zilyetlik koşullarının davalı ve bayileri lehine oluştuğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Davacı Hazinenin temyiz itirazları incelendiğinde, eksik inceleme ve tahkikat sonucunda karar verildiği gerekçesiyle hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiş ise de, Yerel Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın Hazine adına "çayır" vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, iş bu kararın davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı Hazine vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Görüleceği üzere davacı Hazinenin tapu iptali ve adına tescilini talep ettiği gerek yerel mahkeme kararının gerekse Bölge Adliye Mahkemesi kararının netice itibariyle davacı Hazine lehine olduğu zira davacının netice-i talebinin karşılandığı taşınmazın tapu kaydının iptal edildiği ve Hazine adına tescil olunduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak hükmü temyiz etme ..., temyizde hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir. Somut olayda temyize konu 116 ada 49 parsel sayılı taşınmaz hakkında oluşturulan hükümle davacı aleyhine bir durum yaratılmadığı, bu nedenle davacının hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla, davacı Hazine’nin temyiz inceleme isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

3. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise, temyiz isteğine konu kararda Yerel Mahkemece kayıt maliki davalı aleyhine olacak şekilde tapu iptali ve tescile hükmedilmiş; bilahare Bölge Adliye Mahkemesi tarafından zaten hükmü istinaf etmekte hukuki yararı bulunmayan davacı Hazinenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ne var ki aleyhine verilen kararı istinaf etmekte hukuki yararı bulunan davalı vekilinin istinaf talepleri hakkında olumlu yahut olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davalı vekili tarafından süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yapılan istinaf başvurusu itibara alınarak, davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında olumlu yahut olumsuz bir hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı Hazine vekilinin hükme yönelik temyiz isteğinin hukuki yarar yokluğundan bu aşamada REDDİNE,

2.Davalı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.