Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5894 E. 2023/320 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, istinaf mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle esas hakkında yeniden karar verilerek, davanın reddine; hüküm yerinde yazılı vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Kadastro sonucunda Kaynaşlı ilçesi, Yeşiltepe köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 24 parsel sayılı taşınmaz vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları çekişmeli taşınmazın kendi zilyetlik ve tasarruflarında olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı yazılı beyanda bulunmamış; ancak aşamalarda iştirak ettiği oturumlarda davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar istinaf dilekçesinde, dosya içerisine sunulan delillerin maddi gerçeği ortaya çıkardığını, davanın konusu itibari ile hak düşürücü süreye tabi olmadığını, Yerel Mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme yapıldığını, ayrıca Yerel Mahkemece vekalet ücreti yönünden de hatalı olarak hüküm kurulduğunu, dava usulden reddedildiği halde nispi vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, bu nedenle Yerel Mahkemenin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu; ancak davalı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle esas hakkında yeniden karar verilerek, davanın reddine; hüküm yerinde yazılı maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş,

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, somut olayda hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, eklemeli zilyetlik hükümleri uyarınca taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığını, ne var ki Mahkeme tarafından kazandırıcı zaman aşımı koşullarının davacılar yararına oluşup oluşmadığının belirlenmediği, tarafların ortak kök murisleri arasında taşınmazı kapsayan bir paylaşım yapıldığını, bu paylaşımdan davalı ve murisinin haberdar olduğunu, bu paylaşıma göre taşınmazın davacılara ait olduğunu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına yansıdığı üzere davalının çekişmeli taşınmazda 3- 3.5 dönüm civarında hakkının bulunduğunu, kalan bölümün davacılara ait olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi: ‘’Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.’’ şeklinde düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 29.07.1999 tarihi ile davanın açıldığı 10.01.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davacılar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.