Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5910 E. 2023/1213 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından imar ve ihya yoluyla zilyetlikle iktisap edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazın bir kısmı üzerinde 20 yılı aşkın süredir, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunduğu ve bu kısmın imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Mardin ili, Midyat ilçesi, ... köyü,101 ada 200 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz ile ilgili bilgisi bulunmayan kişilerin beyanı üzerine işlem yapılması nedeniyle davalı İdare adına tespit ve tescil edildiğini ancak, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olup davalı İdare veya üçüncü şahısların ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın 25 yılı aşkın süreden beri nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla eklemeli olarak zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmaz kapsamında tespit ve tescil edilen tarafına ait olan kısma ilişkin tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; idareleri tarafından yapılan incelemede, taşınmazın sınırları itibariyle Hazinenin özel mülkiyetinde olan yerlerden olduğunu, davacının 25 yılı aşkın süreden beri nizasız ve fasılasız zilyetliğini gösterecek herhangi bir emarenin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu yerin imar ve ihya yoluyla kazanımı ve zilyetlikte iktisabının mümkün olmadığını, davacının iddiasını ispat edecek vergi kaydı-tapu kaydı gibi objektif yazılı bir delilinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli ve 2016/708 Esas, 2018/256 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, davalı Maliye Hazinesi mülkiyetinde bulunan Mardin ili, Midyat ilçesi, ... Mah/köy 101 ada 200 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 15.12.2017 tarihli ekli krokili bilirkişi raporunda A ve B harfleriyle gösterilen toplam 9489,62 m²'lik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 26.03.2019 tarihli ve 2018/1317 E., 2019/362 K. sayılı kararıyla; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, davacının eklemeli zilyetliğine dayandığı babası ve kendisi yönünden ilgili Kadastro Müdürlükleri ile Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarının belirlenmesi, Yasa'nın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığının saptanması ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği, ayrıca dosya içerisinde bulunan jeodezi bilirkişi raporu ile ziraat bilirkişi raporunun dava konusu taşınmazın "B" ile işaretli kısmına dair çeliştikleri görülmekle, her iki bilirkişiden ek rapor alınarak dava konusu taşınmazın kadastro tarihinden geriye doğru 20 yıllık imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığının da netliğe kavuşturulması gerektiği, kabule göre de; davacı yararına dava konusu taşınmazın 83.019,16 TL değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenen nispi tarife üzerinden 9.391,53 TL vekalet üretine hükmedilmesi gerekirken, 9.482,00 TL'ye hükmedilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.01.2020 tarihli 2019/195 Esas, 2020/21 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne davalı Maliye Hazinesi mülkiyetinde bulunan Mardin ili, Midyat ilçesi, ... Mah/köy 101 ada 200 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 15.12.2017 tarihli ekli krokili bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen toplam 7861,96 m²'lik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; jeodezi bilirkişisinin verdiği rapora itibar edilmesi gerekirken hem jeodezi raporuyla hem de kendi içinde çelişkili olan zirai bilirkişilerinin raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu, zirai bilirkişilerin raporunun objektifliğe aykırı ve fenni bulgulardan uzak olduğu, dolayısıyla Mahkemenin; mahalli bilirkişilerin, tespit bilirkişilerinin ve tanıkların beyanlarını, jeodezi raporunu ve hatta çelişkili zirai bilirkişi raporunu irdeleyerek (B) harfiyle gösterilen kısım yönünden de davanın kabulüne karar vermesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın, 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı, kadastro tespitleri sonrasında yapılan ilan sürecinde herhangi bir itiraz olmaması sebebiyle davanın esasına girilmeden usulden reddine karar verilmesi gerektiği, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının taraflı olduğu, taşınmazda davacının zilyetliğine ilişkin bir emare bulunmadığı, bilirkişi raporlarının karar vermeye yeterli olmadığı, taşınmazın değerinin yüksek hesaplandığı, davanın kısmen reddine karar verilmesine rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği gibi, davanın tümden kabulüne karar verilmiş gibi yargılama gideri, vekalet ücreti ve harç hesabı yapıldığı, bu nedenlerle Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 30.12.2020 tarihli ve 2020/785 Esas, 2020/1421 Karar sayılı kararıyla; davanın süreside açıldığı, dava konusu taşınmazın (A) harfiyle gösterilen kısmı yönünden imar ihya ve zilyetlikle iktisaba ilişkin yasal koşulların oluştuğu, (B) harfiyle gösterilen kısmı yönünden oluşmadığı, dolayısıyla Mahkemenin esasa ilişkin kararı usul ve yasaya uygun ise de; davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen taşınmazın kalan bölümleri yönünden hüküm kurulmaması, yargılama giderlerinin tamamının davalıya yüklenmesi, reddedilen bölüm yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olduğu gibi, yalnızca kabul edilen kısmın değeri üzerinden davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hesaplamanın kabul edilen ve reddedilen kısımların toplam değerleri üzerinden yapılması suretiyle davalı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun sair yönlerden reddi ve belirtilen gerekçelerle kısmen kabulü ile Mahkeme kararının HMK.nın 353/1-b.2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulü ile davalı Maliye Hazinesi mülkiyetinde bulunan Mardin ili, Midyat ilçesi, ... Mah/köy 101 ada 200 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 15.12.2017 tarihli ekli krokili bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen toplam 7861,96 m²'lik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın, 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, kadastro tespitleri sonrasında yapılan ilan sürecinde herhangi bir itiraz olmaması sebebiyle davanın esasına girilmeden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının taraflı ve bir kısmının çelişkili olduğunu, taşınmazda davacının zilyetliğine ilişkin bir emare bulunmadığını, bilirkişi raporlarının karar vermeye yeterli olmadığını, taşınmazın değerinin yüksek hesaplandığını, sadece 1984 ve 2002 tarihli ... fotoğraflarının esas alınmasının usule uygun olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hükümlerin de irdelenmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :

Açıklanan nedenle; davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

01.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.