Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5921 E. 2022/8546 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davacının dava açma tarihi itibariyle bu süreyi geçirmiş olması gözetilerek, yerel mahkemelerin davayı reddeden kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECEMAHKEMESİ : ELBİSTAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Elbistan 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava dışı 111 ada 4 ve 114 ada 2 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, dava konusu 111 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait taşınmazların tam ortasında kaldığını, taşınmazların ailesi tarafından yıllardır kullanıldığını, dava konusu taşınmazın da gerçekte kendisine ait olduğunu, kadastro işlemi yapılırken kötü niyetli olarak davalı adına tescil edildiğini, şehir dışında yaşadığını, Umutlu köyünün yaklaşık 20 yıl önce terör tehlikesi sebebiyle boşaltıldığını, dava konusu taşınmazın kendi adına kayıtlı olduğunu düşünmekteyken yaz tatili için memlekete geldiğinde tapu durumunu öğrendiğini, yolsuz tescilin söz konusu olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının iddialarının asılsız olduğunu, açılan davanın da hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, dava konusu taşınmazın evveliyatından bu yana kendisine ait olduğunu, yapılan tespitin doğru olduğunu, taşınmazın davacı ile ilgisinin olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08/07/2020 tarihli ve 2019/272 E., 2020/122 K. sayılı kararıyla; taşınmazın kadastro tespitinin 12/03/2009 tarihinde kesinleştiği, dava tarihinin 05/09/2019 olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu´nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılmasının mümkün olmadığı, bu sürenin mahkemelerce re'sen dikkate alınması gerektiği, davanın açılışı ile kadastronun kesinleşme tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçmiş olduğu gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu bildirerek, dava dilekçesindeki ve yargılama sırasındaki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15/01/2021 tarihli ve 2020/1634 E., 2021/12 K. sayılı kararıyla; davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen yasal 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığının sabit olduğu, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasa yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu dava bakımından kadastro işlemlerinin yapılmasından ve işlem tarihinden sonra geçmiş olan 10 yıllık süre zarfında yurt dışında olan davacının hiçbir şekilde durumdan haberdar edilmediğini, davalı tarafın söz konusu durumu gizleyerek hak düşürücü sürenin geçmesini sağladığını ve davacının mevcut hak iddialarını bertaraf ettiğini, bu durumun TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil ettiğini, söz konusu durumun davacı açısından hak kaybına yol açtığını, bu anlamda hak düşürücü sürenin uygulanmasının kamu düzeninin sağlanmasından ziyade adalet duygusunun yaralanmasına neden olacağını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 28/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.