Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5946 E. 2023/1134 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin aslında davacıya ait olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, davalı Hazine vekilinin itirazı nedeniyle uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmaz üzerinde 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyetliğini, taşınmazın komşu parsellerle aynı özellikte olması ve diğer delillerle ispatladığı, böylece 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki zilyetlikle iktisap şartlarını sağladığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gürün Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, Gürün ilçesi, ... köyünün ... mevkiinde bulunan 102 ada 18 parsel sayılı ve yine aynı mevkiide bulunan 102 ada 20 parsel sayılı 2 parça taşınmazın davacıya ait olduğunu, köyde yapılan kadastro çalışması sırasında yanlışlıkla Hazine adına tespit edilip Hazine adına tapu kaydı oluşturulduğunu, bu taşınmazlardan 102 ada 18 parsel sayılı taşınmazı Kasım ... mirasçılarından 1968 yılında satın aldığını, diğer bir parçası olan 102 ada 20 parsel sayılı taşınmazın da babasından kendisine miras olarak intikal ettiğini belirterek tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; kadimden beri Devletin hüküm ve tasarrufunda olan yerlerden olması, özel mülkiyete ve zilyetlikle edinime elverişli olmaması nedeniyle usul ve esastan davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen ziyetlikle iktisap şartlarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle, dava konusu 102 ada 18 parselde kayıtlı olan dosya içerisinde yer alan fen bilirkişisinin 02.09.2019 tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renk ile gösterilen taşınmazın davalı Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 102 ada 20 parsele ilişkin açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; jeodezi ve fotoğrametri mühendisinin keşif mahallinde hazır bulunmadığını, ziraat mühendisi bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde 10-15 yıllık selvi ağaçlarının bulunduğunun belirtildiği, bunun davacının nizasız ve fasılasız bir şekilde o taşınmaza zilyet olduğunu kanıtlar nitelikte bir veri olmadığını, davacının Hazine arazisi olan bir yeri sahiplenerek kullandığını, sonradan el atarak, açma yapılarak, sürülerek ve diğer şekillerde kullanılarak vasfını kaybetmiş olmasının taşınmazın Hazineye ait olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahallinde yapılan keşif, uygulama, beyanlar ve teknik bilirkişi raporlarına göre, dava konusu ve istinaf incelemesine konu edilen 102 ada 18 sayılı parselin davacı tarafından malik sıfatı ile 20 yılı aşkın zilyet bulunduğu, taşınmazın komşu şahıs parselleri ile aynı özellikte bulunduğu, böylece davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen ziyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;

14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Çekişmeli 102 ada 18 parsel sayılı 1964,55 metrekare taşınmaz hali arazi vasfıyla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek senetsizden Hazine adına tespit ve 05.06.2008 tarihinde tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27/02/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.