Logo

1. Hukuk Dairesi2021/600 E. 2022/472 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile satılan taşınmazın, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin, vekaletnamedeki satış yetkisini kötüye kullanan vekiline karşı ayrıca bir tazminat davası açmamış olması ve son alıcının kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil sunulamaması gözetilerek, istinaf mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 14/07/2020 tarihli 2020/245 Esas ve 2020/808 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20.01.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen tüm davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, oğlu ...’ın dava konusu taşınmaza ipotek tesis ettireceğini beyan ederek kendisini vekil tayin ettirdiğini, anılan vekaletname uyarınca da taşınmazı davalı ...’e temlik ettiğini, ...’ın taşınmazı davalı ...’e, ...’in davalı ... ...’e, ... ...’in davalı ...’a, ...’ın da davalı ...’e devrettiğini, çok kısa aralıklarla taşınmazın el değiştirdiğini, temliklerden haberi olmadığı gibi bedel de ödenmediğini, taşınmazı kimsenin görmeye gelmediğini, davalıların birbirlerini tanıdıklarını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davacının oğlu vekil ...’ı tanıdığını, taşınmazı bedelin bir kısmını banka aracılığıyla bir kısmını da elden ödeyerek ...’dan satın aldığını, davacının taşınmazı boşaltmaması üzerine de taşınmazı bedelini elden alarak davalı ...’e devrettiğini; davalı ..., ...’ın kendisine 90.000 TL borcu olduğunu, ödeyemeyince de davalı ...’a "250.000 TL öde evi sen al" dediğini, kendisinin de bedeli ödeyerek taşınmazı satın aldığını ve sonrasında davalı şirkete temlik ettiğini; davalı ..., tarafları tanımadığını, iyi niyetli olduğunu vekilin babasını kandırmasından kendisinin sorumlu olmadığını, emlakçı aracılığıyla taşınmazı aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle, okuma yazma bilmediğini, dava dışı oğlu ...’ın kredi kullanacağını beyan ederek kendisini satış için vekil tayin ettirdiğini, 8.000 TL üzeri bedelin banka aracılığı ile ödenmesi gerektiğini, bakiye 177.000 TL’nin elden ödendiği yönündeki savunmanın kabul edilemeyeceğini, okuma yazma bilmediğinin tespitinin istenilmesine rağmen bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını, oğluna karşı cezai yönden şikayette bulunması yönündeki beklentinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, vekaletname geçerli olsa dahi davalının ödemeyi ispat edemediğini, taşınmazın bir kaç ay içerisinde beş kez el değiştirdiğini, kendisine bedel ödenmediğini, tapudaki bedellerin çok düşük olduğunu, satışın hileli olduğunu ispat ettiğini, tanıkların davalı lehine gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, alıcıların taşınmazı görmediklerini, eksik araştırma ile karar verildiğini ve aydınlatma yükümlülüğünün ihlal edildiğini ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 14/07/2020 tarihli 2020/245 Esas ve 2020/808 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafça istinaf dilekçesinde vekaletin geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçelerinde vekaletin geçersiz olduğuna ilişkin herhangi bir husus ileri sürülmediğinden, İlk Derece Mahkemesinde süresinde ileri sürülmeyen hususların istinaf incelemesi sırasında HMK'nın 357. maddesi kapsamında dinlenmesinin mümkün olmadığı, istinaf dilekçesinde bedelin ödenmediği yönünde beyanda bulunulmuş ise de son malik ...'in kötü niyetle hareket ettiğinin ispatlanamaması ve vekaleti kötüye kullanan kişiye yönelik açılmış bir tazminat davasının olmaması nedeniyle bu hususun dinlenmesinin mümkün olmadığı, yargılama sırasında davacı tarafça son malik...'in iyi niyetli olmadığı veya daha önce yapılan tescilin yolsuzluğunu bilebilecek kişilerden olduğu hususunun ispatlanamadığı, bu nedenlerle mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, oğlu ...'ın kendisini taşınmaza ipotek tesis ettireceğini söyleyerek Notere götürdüğünü, vekaletnamenin satış için olduğunu söylemediğini, vekaletin hile ile alındığını dava dilekçesinde de söylediğini, Bölge Adliye Mahkemesinin vekaletnamenin geçersiz olduğunun istinaf aşamasında ileri sürüldüğü yönündeki gerekçesinin doğru olmadığını, taşınmazın bir kaç ay içerisinde beş kez el değiştirdiğini, kendisine bedel ödenmediğini, tapudaki bedellerin çok düşük olduğunu, alıcıların hiçbirinin taşınmazı görmediğini, alıcıların birbirlerini tanıdıklarını, birlikte ticaret yaptıklarını, davalı ...'in dilekçesinde ve duruşmadan farklı beyanlarda bulunduğunu, davalı ...'ın temlik bedelini ödediğini ispatlayamadığını, davalı tanıklarının davalılar lehlerine gerçeğe aykırı tanıklık yaptıklarını, istinaf aşamasında davalı tanıklarından talimatla dinlenilen ... ...'ın duruşmaya gitmeyip ifade vermemesine rağmen vermiş gibi görünmesi nedeniyle ilgili hakim ve katip hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu öğrendiğini, bu şikayet dosyasının celbinin gerektiğini, temyiz aşamasında sunduğu dekontlar ile ...'ın ... ...'e para gönderdiğinin belli olduğunu ileri sürerek, davanın reddi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390. maddesinde) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

3.2.2. Öte yandan, vekaletnamenin hile ile alındığı iddiası, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını da içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V.3.2) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV.3) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 20/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.