"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bingöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bingöl ili, Merkez ilçesi , ... Mahallesi çalışma alanında, kuzeyinde 793 ada 93 parsel, 792 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar, güneyinde 797 ada 5,6,8,36 ve 41 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanın kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, anılan taşınmazda davacının tahıl ve sebze tarımı yaptığını, ağaçlar diktiğini ve bahçe yapmak suretiyle ihya ettiğini ve 30 yılı aşkın bir zamandır nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet olduğunu ileri sürerek yaklaşık 27.000,00 m2 lik kısmın davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesince; dava konusu taşınmazın ... mahallesi sınırları içerisinde olması nedeni ile belediye ve belediye imar planı dahilinde olduğunu, imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda imar ve ihya hükümlerinin uygulanamayacağını,davacı yararına zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, il, ilçe ve kasabaların imar planı içerisinde bulunan yerlerin imar yoluyla kazanılmasının yasaklandığını,dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde olup, davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bingöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.02.2020 tarihli, 2017/401 Esas, 2020/108 Karar sayılı kararı ile; 16.10.2018 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfiyle gösterilen yerler yönünden zilyetliğe dayalı tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu alan yönünden TMK ‘nın 713.maddesinde belirtilen zilyetlikle tescil koşullarının oluştuğunu,davacının taşınmaza 20 yılı aşkın süredir ekonomik amaca uygun şekilde zilyet olduğunu,bilirkişi raporları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile bu durumun sabit olduğunu, ekonomik amaca uygun zilyetliğin her somut olayın ve taşınmazın bulunduğu yöre ve konumlar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini, mahkemece meyvesiz söğüt ve kavak gibi ağaçları yetiştirmek suretiyle sürdürülen zilyetliğin ekonomik olmadığı yöndeki tespitin yanlış olduğunu, tüm raporlar birlikte değerlendirildiğinde 2002 yılına kadar alanın tamamının, yörenin doğal bitki örtüsü ile kaplı çayır vasfı ile otu biçilmek suretiyle kullanıldığını, mahkemece bilirkişi raporlarının yanlış yorumlandığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 18.01.2021 tarihli ve 2020/474 E., 2021/6 K. sayılı kararıyla; Mahkemece toplanan deliller, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları ile uzman bilirkişi vasıtasıyla incelemesi yapılan 1984 ve 2002 tarihli ... fotoğraflarına göre taşınmaz bölümlerinin sınırlarının belirgin olmadığı, (A) bölümünün doğal bitki örtüsü ile kaplı, (B) bölümünün eğimli yapıda olup dere yatağında kaldığı ve üzerinde tarım amaçlı faaliyet bulunmadığı, dosya içindeki fotoğraflara göre de (B) harfi ile gösterilen taşınmazın vadi tabanında kaldığı, öncesi dere yatağı olarak tescil harici olduğundan imar ihyaya muhtaç yerlerden olan dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı taraf yararına kazanma koşullarının oluşmadığı, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı mirasçılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.