Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6060 E. 2023/1565 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit ve tescil edilen taşınmazların, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesine aykırı olduğu iddiasıyla Hazine adına tescilinin talep edildiği tapu iptal ve tescil davasında pasif husumetin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptal ve tescil davalarında pasif husumetin dava tarihindeki tapu kayıt malikine ait olduğu ve davada husumet yöneltilen kişinin tapu maliki olmadığı gözetilerek, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Patnos 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Hazine temsilcisi Ağrı ili, Patnos ilçesi, ... köyünde 2001-2012 yılları arasında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, 107 ada 283 ve 51 parsel sayılı taşınmazların davalı adına senetsizden toplam 100 dönümü geçecek şekilde tespit ve tescil edildiğini, bu durumun Kadastro Kanunu'nun 14. maddesine aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, eklemeli zilyetlik hususu da göz önüne alınarak, toplamda 100 dönümü aşan kısımların iptali ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, savunma getirmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05.07.2018 tarihli ve 2016/269 E, 2018/208 K. sayılı kararıyla; davanın kadastrodan önceki sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, bu tür davalarda husumetin dava tarihinde tapu kayıt maliki olan kişi ya da kişilere yöneltilmesinin yasal zorunluluk olduğu, iş bu davada çekişmeli taşınmazların davalı ... adına tapuda kayıtlı olmayıp, davalının kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafa karşı 100 dönümü aşan taşınmazların Hazine adına tescili istemi ile dava açtıklarını, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2021/60 E-2022/151 K. sayılı kararı ile ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara ve tapu iptal ve tescil davalarının kayıt malikine karşı açılması gerektiğine, dava dilekçesinde husumet yöneltilen kişinin adı ve T.C.kimlik numarasının tapu malikinden farklı olduğuna, bunun HMK.nın 124/3 maddesi kapsamında yanlış, hatalı veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmadığına göre, İlk Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davacı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine temsilcisi dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2.1. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi, o hakka uymakla borçlu olan kişidir (Kuru, Baki: Medeni Usul El Kitabı, Ankara 2020, C.I, s. 332). Mahkemenin de taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def'i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 27.01.2016 tarihli ve 2014/13-684 E., 2016/106 K.; 30.11.2021 tarihli ve 2018/(20)8-343 E., 2021/1515 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.

2.2. Tapu iptal ve tescil davaları tapu kayıt malikine karşı açıldığından, bu davalarda pasif husumet ehliyeti kayıt malikine aittir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.