"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, kadastro sonucu Iğdır ili, Karakuyu köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 109 ada 123 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle kanal vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğunu, davacıya murislerinden intikal ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu iptali ve tescilini olmadığı takdirde mülkiyetin tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı DSİ cevap dilekçesinde, davacının kadastro tespitine itiraz etmemesi nedeniyle kadastronun kesinleştiğini, DSİ'nin 1980 yılında sulama kanalı geçirdiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46. maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının dava konusu taşınmazın bakımı yapılan, ürünü alınan tarım arazisi olduğu, davacı tarafından kanal yapılıncaya kadar kullanımın devam ettiği ancak, kanal geçtikten sonra taşınmazın kullanılmadığı yönündeki ifadeleri, dava konusu 109 ada 123 nolu parselin ifraz sonucu oluşan 109 ada 1139 parselde gösterilen taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için gereken, tespit tarihinden geriye doğru kanunda belirtilen kazanma süresi ve koşullarının oluştuğu gerekçesiyle mülkiyetin tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine istinaf dilekçesinde özetle, DSİ kanalı geçmeden önce davacı lehine mülkiyetin bulunduğuna dair dosyada somut kanıt bulunmadığını, dava konusu taşınmazın evveliyatı itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı lehine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetlikle edinim koşulları oluştuğu ancak, fiili durum itibariyle su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek, İlk Derece Mahkemesince mülkiyetin tespiti kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; DSİ kanalı geçmeden önce davacının dava konusu yerde zilyet olduğuna dair somut bir delil bulunmadığını, taşınmazın DSİ kanalı geçmeden önce ve kanaldan sonra Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, sulama kanalları geçmesi nedeniyle taşınmazın toprak yapısının tarımsal üretimde verimli hale geldiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.