"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 144 ada 30, 51 parsel, 153 ada 18 ve 33 parsel sayılı taşınmazlar murislerine ait olmasına rağmen davalıların babasının haksız olarak kendi adına tescil ettirdiğini illeri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline, olmazsa miras payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiş, 19.02.2020 havale tarihli dilekçesi ile 144 ada 30 parsel sayılı taşınmaz yönünden davasını geri aldığını bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; dava konusu taşınmazların davacıların dedesi ...’den, davalıların murisi ... tarafından 18.10.1976 tarihinde köy muhtar senedi ile satın alındığını, davacıların murisi ...’nin babası Davut’un ölümünden sonra ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 1987/170 Esas sayılı dosyasında nizalı taşınmazlar için men'i müdahale davası açtığını, ancak davanın reddedildiğini, kadastro tutanakları oluşturulurken ilgili mahkeme kararı ve satış senetlerinin tespite esas alındığını, davanın hak düşürücü süre zamanaşımı ve aktif dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2020 tarihli ve 2017/114 Esas, 2020/98 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/170 Esas, 1988/340 Karar sayılı dosyasında ve bu dosyada 18/10/1976 tarihli köy senedinin nizalı taşınmazlara ilişkin olduğu, davacıların murisi tarafından bu taşınmazların satıldığı ve taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığı yönünde beyanda bulundukları, incelenen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/170 Esas, 1988/340 Karar sayılı ilamının gerekçesinin; "dava dilekçesinde 1. sırada yazılı taşınmazın davacıların dayanağı 27/12/1962 tarih ve 16 nolu tapu kaydının kapsamında kaldığı ve 18/10/1976 tarihli harici senet ile davalı ... ... satıldığı ve halen onun zilyedliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ikinci ve üçüncü sıralarında gösterilen taşınmazların ise tapu kaydının olmadığı, aynı senet ile davalıya satıldığı ve onun tarafından kendine ve hesabına zilliyedinde olduğu hiçbir tereddüde yer vermeksizin saptanmıştır.'' şeklinde olduğu, davacıların dava konusu taşınmazlara nizasız ve fasılasız yirmi yıl süre ile malik sıfatıyla zilyet oldukları olgusunu ispatlayamadıkları gerekçesiyle; davacılar vekili tarafından davası geri alınan 144 ada 30 parsel sayılı taşınmazın bu dosyadan tefrik edilmesine, 144 ada 51 parsel, 153 ada 18 ve 33 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; harici satış sözleşmesi altındaki imzanın murise ait olamayacağını, dosyaya sundukları vasiyetnamede ...' nin parmak izinin bulunduğu ve okur yazar olmadığının tespit edildiğini, vasiyetnamede taşınmazlara ilişkin sözleşmeden dönüldüğünü gösterdiğini, dosyaya kazandırılan kadastro bilirkişisi raporunda, köy senedinin iki adet taşınmaza uyduğunun belirlendiğini, dolayısıyla dava konusu taşınmazların senede uygun olduğuna dair tespit yapılamadığını, mahalli bilirkişi ve tanıkların yaşlarının olayı bilmelerine imkan vermediğini, beyanlarında çelişkiler bulunduğunu, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 30.12.2020 tarihli ve 2020/502 Esas, 2020/841 Karar sayılı kararıyla; davalılar tarafından sunulan ve zilyetliğin devrini içeren satış senetlerinin keşifte yöntemince uygulanmadığı, ancak senetlerin düzenlendiği 1968 ve 1976 tarihinden tespit tarihi olan 23/07/2007 tarihine kadar davalıların murisi ve sonrasında davalıların zilyetliğinde olduğu ve zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu, ... 4. Noterliğinin 06.11.1981 tarihli 33684 yevmiye no.lu vasiyetnamesinde davacılar murisinin parmak izi bulunduğu, dolayısıyla okuma yazma bilmediği yönündeki iddiaya ilişkin, tanık ve mahalli bilirkişilerin satışı bildikleri nizalı taşınmazların o tarihten beri davalıların murisi ve davalıların zilyetliğinde olduğu yönündeki beyanları dikkate alınarak zilyetlikle kazanım koşullarının oluşması nedeniyle davanın sübutuna etkili görülmediği, davacılar murisinin tek taraflı işlem ile yaptığı vasiyetnamenin taraflar arasında bir niza yaratmayacağı, yine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/170 Esas, 1988/340 Karar sayılı kararı yönünden de kadastro tarihine kadar yine kazanıma elverişli zilyetlik süresinin oluştuğu gerekçesiyle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 . maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.