"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasının pasif husumet yokluğundan reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; aynı çalışma alanında senetsizden davalı adına 100 dönümden fazla tespit ve tescil edilen taşınmazların (... ili, ... ilçesi, ... Köyünde bulunan 107 ada 240 parsel, 107 ada 27 parsel, 107 ada 38 parsel, 107 ada 75 parsel, 107 ada 158 parsel, 107 ada 159 parsel, 107 ada 310 parsel, 125 ada 20 parsel, 125 ada 22 parsel, 109 ada 3 parsel, 111 ada 1 parsel sayılı) eklemeli zilyetlik hususu da göz önüne alınarak toplamda 100 dönümü aşan kısımlarının iptali ile maliye hazinesi adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davaya konu taşınmazın yıllardır zilyetliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2016/277 Esas, 2018/94 Karar sayılı kararıyla; Tapu iptali ve tescil davalarında husumetin dava tarihinde tapu kayıt maliki olan kişi ya da kişilere yöneltilmesi yasal zorunluluk olduğunu,çekişmeli taşınmazların davalı ...’in tapu maliki olmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Mahkemece talepleri değerlendirilmeden karar verildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, düzenlenen raporun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25/02/2021 tarihli ve 2021/64 Esas, 2021/133 Karar sayılı kararıyla;ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara ve tapu iptal ve tescil davalarının tapu maliki gözüken kişiye karşı açılması gerektiğini, dava dilekçesinde husumet yöneltilen kişinin adı ve T.C. kimlik numarasının tapu malikinden farklı olduğunu, bunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124/3 maddesi kapsamında yanlış, hatalı veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmadığı gerekçesiyle davacı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine temsilcisi; önceki beyanlarını tekrar ettiklerini, aleyhe hususları kabul etmediklerini, davanın lehe sonuçlanması gerektiğini kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 3402 sayılı Kanununun 14. maddesi kapsamında davalının kadastro tespiti sonucu zilyetlikten edindiği taşınmazların kuruda 100 dönüm sınırlamasını aştığı iddiasıyla açılmış tapu iptali ve tescil davasıdır.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanununun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Bir davada taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise, o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır.
O halde, davalının ... ili, ... ilçesi, ... Köyünde bulunan 107 ada 240 parsel, 107 ada 27 parsel, 107 ada 38 parsel, 107 ada 75 parsel , 107 ada 158 parsel, 107 ada 159 parsel, 107 ada 310 parsel, 125 ada 20 parsel, 125 ada 22 parsel, 109 ada 3 parsel, 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarla kayden bir ilgisi bulunmadığından, anılan taşınmazlar yönünden davanın husumet nedeniyle usulden reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Buna göre; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanununun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.