Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6226 E. 2023/2767 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, davacıların zilyetlik iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu, davacıların ise kadastro öncesi zilyetliklerini kanıtlayamadıkları ve davalı tarafın da zilyetlik iddiasını destekleyecek deliller sunamadıkları gözetilerek, bir davada yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, diğer davada ise eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı asıl ve birleştirilen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleştirilen davada davacı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan Toprak Tevzi Komisyonuna göre 759 no.lu parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazın davalılar adına olan kadastro tespitinin iptal edilerek kök muris...'nun mirasçıları adına veraset ilamındaki paylar oranında tapuya kayıt ve tescil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleştirilen 2017/110 Esas sayılı davada davacı dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 120 ada 24 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı tapusunun iptali ile ... oğlu... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Birleştirilen davada davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu m:13,14 ve 46/1 uyarınca davacıların dava konusu taşınmazı kazandırmayı gerektirecek kadastro öncesine dayanan üstün bir hakkının bulunmaması hususu da gözetilerek asıl ve birleştirilen davada davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davanın davacıları istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Asıl davada davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece her ne kadar dava konusu taşınmazın mera niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, taşınmazın mera olmasının mümkün olmadığını, mahalli bilirkişi ve tanıkların bu konuda yanılgıya düştüklerini, mera niteliğinde olan taşınmazın dağıtıma tabi tutulmasının mümkün olmadığını, dilekçe ekinde sunmuş olduğu Kadastro Mahkemesinin 2007/268 E. 2008/94 K. sayılı kararının anlatımından görüleceği üzere "Toprak Tevzi Komisyonunun mera haritasında... adına yazılan yer davacı (yani Teslime'ye) ait dava dışı bir yerdir.." şeklinde açıklamanın olduğu, dosyada eksik inceleme yapıldığını bir diğer hususun vekili aleyhine ... yararına vekalet ücreti takdirinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek hükmü kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleştirilen davada davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, yapılan keşifte alınan beyanlar arasında çelişki oluşmasına rağmen Mahkemece çelişkinin giderilmediğini, taşınmazın bir kısmının ekildiği, bir kısmının ise kullanılmadığı belirlenmiş olmasına rağmen çelişkinin giderilmeden karar verildiğini belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti itibariyle tapulu bulunmasına, davacıların kendi ve miras bırakanlarının taşınmaz üzerindeki müstakil zilyetliklerini ispat edememiş olmalarına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı ve birleştirilen davada davacı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar istinaf dilekçelerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi; “Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanunun 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3 Asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazına gelince; davacı, 759 no.lu toprak tevzii parselinin adına tescilini talep etmiş, mahallinde yapılan keşifte davacı 759 no.lu toprak tevzii parseline denk gelen taşınmaz yerine dava dışı 119 ada 2 parsel sayılı mera vasıflı taşınmazı göstermiş, davacı tarafından Hazine ve ilgili köy tüzel kişiliğine husumet yöneltilmiş olmasına rağmen, Mahkemece keşifte gösterilen taşınmaz hakkında araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiştir.

4 Dava konusu taşınmaz, 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan tapu kaydı esas alınarak, mera vasfıyla tespit edilmiş olup, taşınmazın kadim mera olup olmadığı, kadim mera değil ise anılan Yasa maddesi uyarınca, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmadan sonuca gidilmiştir.

Eksik inceleme ile yetinilerek karar verilmesi hatalıdır.

5.Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle toprak tevzii tarihi olan 1984 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine hava fotoğrafları dosya arasına alınmalı, mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının oluşumundan öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan koparılarak elde edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı; keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat bilirkişisi kurulundan, çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki deseninin ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Birleştirilen davada davacının temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Birleştirilen davada davacıdan aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının alınmasına,

2. Asıl davada davacının temyiz itirazlarının kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Asıl davada davacının temyiz harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.