"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BİRECİK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen Hazine aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili, Şanlıurfa ili, ..... ilçesi, ...... Mahallesinde bulunan .... parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edildiğini, oysa taşınmazın uzun yıllardan beri önce davacının ataları tarafından, daha sonra ise taksim sonucu 25 yılı aşkın zamandır davacı tarafından kullanıldığını, imar-ihya edildiğini, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Birecik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.10.2020 tarihli 2018/204 Esas, 2020/228 Karar sayılı kararıyla; 1972 yılında gerçekleştirilen tescil işlemi üzerinden 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle Hazine yönünden açılan davanın hak düşürücü süre sebebi ile reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın ise söz konusu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakları görülmediği gerekçesiyle pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğunu, kadastrodan sonraki nedenlere dayanmalarına rağmen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3.Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 25.02.2021 tarihli 2021/225 Esas, 2021/219 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar davacı vekilince istinaf dilekçesinde kadastrodan sonraki nedenlere dayanıldığı ve davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığı iddia edilmiş ise de; 01.10.2020 tarihli celsede "..İmar-ihya ettiğimiz yer her nasılsa Hazineye yolsuz tescil olarak yapılmış, davamız budur" şeklinde beyanda bulunduğu, bu beyan dikkate alındığında talebin kadastro öncesi nedenlere dayalı olduğunun anlaşıldığı, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, bu nedenle Yerel Mahkemenin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kaldı ki kadastrodan sonraki sebeplere dayanılsa bile, tapuda kayıtlı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak kazanılamayacağı, bu talebin de dinlenemeyeceği ve bu nedenlerle istinaf gerekçelerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, yapılan keşifte, dosya arasına alınan hava fotoğraflarında ve dinlenen tanıklardan anlaşılacağı üzere davacının bahse konu araziyi 1985 yılından bu yana fasılasız ve nizasız şekilde zilyetliğinde bulundurduğunun anlaşıldığı, 1972 yılında yapılan tescil işleminin davacı tarafından dava tarihi itibariyle öğrenildiğini, bu sebeple de hak düşürücü sürenin davacı açısından işletilmesinin doğru olmayacağını, dava sırasında belirttikleri hususların tescil öncesine değil tescilin kesinleşmesinden sonrasına dayanan olgular olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucunda Şanlıurfa ili, ..... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 1227 parsel sayılı 22.250,00 metrekare yüzölçümlü taşınmaz 180 parsele uygulanan tapu kaydının güney hududunun harman yeri okuduğu belirtilerek miktar fazlası olarak harman yeri vasfıyla kamu orta malı olarak sınırlandırılmış, tespit itiraz edilmeksizin 10.02.1973 tarihinde kesinleşmiş, dava 25.10.2017 tarihinde açılmıştır.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile Mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Hazine aleyhine açılan dava hakkında yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3.3.2. Dava; kadastro tespiti sırasında harman yeri vasfında orta malı olarak sınırlandırılan yere ilişkin açılmış olup, bu tür davalarda Hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişiliğinin de davada taraf olması zorunludur. Hal böyle olunca davalılar ... ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada taraf sıfatlarının olduğu anlaşılmakla aleyhlerine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, verilen ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.