Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6274 E. 2023/1806 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, dedelerine ait taşınmazların kadastro sırasında davalılar adına tescil edildiğini iddia ederek, tapu iptali ve tescili talep etmeleri üzerine mirasçılık sıfatlarının bulunup bulunmadığı ve davalıların pasif husumet ehliyetinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, miras bırakanın terekesine dahil taşınmazlar üzerindeki miras paylarını talep etmelerine rağmen, davalıların terekeye göre üçüncü kişi konumunda olmaları ve davacıların terekenin tamamına yönelik dava açma hakları bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Ret - Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların babası ... ...'ın 27/8/1973 tarihinde vefat ettiğini, davacıların dedesi ...'ın ise 03/06/1985 tarihinde vefat ettiğini, davacıların dedesine ait taşınmazların dede ...'ın mirasçıları adına tescil edilmesi gerekirken kadastro tespitleri sırasında davalılar adına tescil edildiğini, davacıların babasına da taşınmaz miras kalması gerekirken babasından önce ölmesi nedeniyle adına taşınmaz tescil edilmediğini öne sürerek 101 ada 555, 511, 556, 509 ve 507 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tamamının ... ...'tan intikal ettiğini, ... ...'ın ..., ..., ... ve ... isminde 4 oğlunun olduğunu ve arazilerin bu kişiler arasında paylaşıldığını, ... ve ...'e nizalı arazilerin isabet ettiğini, ... ...'ın kardeşi ... ile birlikte payına düşen taşınmazlardaki tüm hissesini 1978 tarihinde davalılardan ...'nın oğlu ...'a sattığını ve parasını alarak zilyetliği teslim ettiğini, yani bu taşınmazdaki 1/2 payın bu satış ile davalı ...'ın malı olduğunu, kalan 1/2 payın ise ... tarafından kullanıldığını, ...'ın 1985 yılında ölmesi ile sahip olduğu taşınmazlardaki 1/2 payını miras olarak bıraktığını, 2002 yılında ...'nin kardeşi ... ile yeğenlerini toplayarak hibe senedi hazırlandığını, kardeş ...'nin bu senedi imzaladığını, davacıların ise öncesinde anlaşmayı kabul etmesine rağmen sonrasında imzalamaktan kaçındıklarını, yapılan hesaplama neticesinde davacılara 8,5 dönüm civarında bir pay düştüğünü, davacıların isteği üzerine kadastro tespiti sırasında her iki davalı adına eşit miktarlarda toplam 10 dönüm taşınmazın tespiti yapıldığını, böylece davacıların bu taşınmaz üzerindeki 1/6'lık payın fazlasıyla karşılandığını öne sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ...'ın dava konusu taşınmazlarda malik olmadığı, tapu iptal ve tescil davasının ancak tapuda malik olan kişilere karşı açılabileceği, bu davalı yönünden davanın pasif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, Samsun ili, Ayvacık ilçesi, ... Mah. 101 ada 507, 555 ve 556 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise davalılar ... ve ...'ın muris "... oğlu ..." terekesine göre 3. kişi konumunda oldukları, ancak davanın paya yönelik olarak açıldığı anlaşılmakla davacıların bu davalılara karşı dava açma sıfatı yetkisinin olmadığı, Samsun ili, Ayvacık ilçesi, ... Mah. 101 ada 509 parsel sayılı taşınmazın ise malikin davacı ... olduğu, kişinin kendi taşınmazı ile ilgili olarak dava açmakta hukuki yararın bulunmadığı, diğer davacı ... tarafından ise tapu malikine karşı açılmış bir davanın olmadığı, davalıların bu taşınmazda malik olmadıkları, bu davacı yönünden pasif taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği Samsun ili, Ayvacık ilçesi, ... Mah. 101 ada 511 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise tapu kayıt maliki davalı ... tarafından davanın kayıtsız şartsız kabul edilmiş olduğu gerekçesiyle,

1-Davanın davalı ... bakımından pasif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine,

2-Davanın Samsun ili, Ayvacık ilçesi, ... Mah. 101 ada 507, 555 ve 556 parsel sayılı taşınmazlar bakımından aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine,

3-Davanın Samsun ili, Ayvacık ilçesi, ... Mah. 101 ada 509 parsel sayılı taşınmaz bakımından; davanın davacı ... bakımından hukuki yarar yokluğundan usulden reddine,

4-Davacı ... bakımından pasif taraf sıfatı yokluğundan reddine,

5-Davanın Samsun ili, Ayvacık ilçesi, ... Mah. 101 ada 511 parsel sayılı taşınmaz yönünden kabul nedeniyle kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının 2/6'sının iptali ile davacılar adına eşit oranlarda (1/6'şar oranda) tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece Samsun ili, Ayvacık ilçesi, ... Mah. 101 ada 507, 555, ve 556 parsel sayılı taşınmazlar bakımından aktif dava ehliyeti yönünden usulden reddine karar verildiğini, ancak verilen kararın hatalı olduğunu, yine davanın Samsun ili Ayvacık ilçesi ... Mah. 101 ada 509 parsel sayılı taşınmaz bakımından, davanın davacı ... bakımından hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davacı ... bakımından pasif taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verildiğini, ancak dava dilekçemiz incelendiğinde de görüleceği üzere, davanın 101 ada 507, 508, 511 ve 556 no.lu parsellere ilişkin olarak açıldığını, dolayısıyla her ne kadar gerekçeli kararda 101 ada 509 nolu parsele ilişkin değerlendirmeler yapılmışsa da, müvekkil adına kayıtlı bir taşınmazın tekrar davacı adına tescili için dava açılmayacağının şüphe götürmez bir gerçek olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Mahkemenin önceki tarihli kararı Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/1144, 2018/1051 E-K sayılı kararıyla "Öncelikle çekişmeli 101 ada 555, 556 ve 507 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların miras paylarının adlarına tescili istemiyle dava açtığı gözetilerek davacıların bu taşınmazlara yönelik aktif dava ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, çekişmeli 101 ada 511 parsel sayılı taşınmaz yönünden dava konusu taşınmazı ve öncesini bilebilecek tarafsız üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde bilirkişilere taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, öncesinde malik olanlar arasında pay satışı olup olmadığı, çekişmeli 101 ada 509 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tespit ve tescil edildiği gözetildiğinde adı geçen davacının kendi adına tescil edilen taşınmaza karşı dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi, öte yandan davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup bu tür davalarda husumetin dava tarihinde tapu kayıt maliki olan kişi ya da kişilere yöneltilmesinin yasal zorunluluk olduğu ve davalı ...’ın ise çekişmeli taşınmazların tapu kayıt maliki olmadığı gözetildiğinde adı geçen davalıya karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmemesinin dahi isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli 101 ada 555, 556 ve 507 parsel sayılı taşınmazların kayıt malikleri ... ve ..., ... oğlu ...’ın oğulları olup her ne kadar ... mirasbırakan ... oğlu ...’ın mirasçısı ise de adı geçen ... sağ ve hayatta olmakla oğulları olan tapu kayıt malikleri ... ve ...(... oğlu) bu aşama itibariyle 1985 yılında ölen mirasbırakan ...(... oğlu)'ın mirasçısı olmadığı, başka bir ifade ile davalılar ... oğulları ... ve ...'ın muris ... oğlu ... terekesine göre 3. kişi konumunda olmasına, somut olayda davacılar, ...(... oğlu) terekesinin elbirliği şeklinde olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların payları oranında adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş olmalarına, davacıların tek başına 3. kişi durumunda olan davalılar ... oğulları ... ve ... adlarına tescilli bulunan 101 ada 555, 556 ve 507 parsel sayılı taşınmazlara karşı dava açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmamasına, çekişmeli 101 ada 509 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tespit ve tescil edildiği gözetildiğinde adı geçen davacının kendi adına tescil edilen taşınmaza karşı dava açmakta hukuki yararı bulunmamasına, davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup bu tür davalarda husumetin dava tarihinde tapu kayıt maliki olan kişi ya da kişilere yöneltilmesinin yasal zorunluluk bulunmasına, davalı ...’ın ise çekişmeli taşınmazların tapu kayıt maliki olmamasına göre Mahkemece verilen ret kararlarında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı miras payına yönelik açılmış tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Öncelikle belirtilmelidir ki, bir davada taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hak (dava ...) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Bir subjektif ... dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise, o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır.

2. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 640. ve 702. maddeleri gereğince, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte dava açılması gerekir. Buna göre ancak, bir mirasçı özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açabilirse de, mirasçı kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle davanın yürütülmesi mümkündür. Öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açması halinde mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettirmesine olanak yoktur.

3. 6100 sayılı HMK'nın 308. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir." hükümlerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu 101 ada 555 parsel sayılı taşınmaz senetsizden irsen intikal ve hibe ile ... ... adına, 101 ada 511 parsel sayılı taşınmaz senetsizden irsen intikal ve hibe ile ... adına, 101 ada 556 parsel sayılı taşınmaz senetsizden irsen intikal ve hibe ile ... adına, 101 ada 509 parsel sayılı taşınmaz senetsizden irsen intikal ve taksim ile ... adına, 101 ada 507 parsel sayılı taşınmaz senetsizden irsen intikal ve hibe ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

27/03/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.