"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, Toprak Tevzi Komisyonu çalışmasında 729 parsel sayısında sınırlandırılarak Hazine adına kayıtlandığı halde tablendikatif listesi dikkate alınmadan, şartlar oluşmadığı halde kadastro tespitinde senetsizden davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazın kadastro çalışmaları öncesi mülkiyetinde olduğunu, hali hazırda taşınmazın zilyetliğinde olduğunu, taşınmazın evveliyatında Toprak Tevzi Komisyonu tarafından atalarına verilen, kadastro çalışmaları sırasında da bu kişiler adına tesbit ve tescil gören yerlerden olduğunu, 100 yıldan fazla süreyle ataları ve kendisi tarafından kullanıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2018 tarihli ve 2017/500 Esas, 2018/308 Karar sayılı kararı ile Toprak Tevzi Komisyon çalışmaları sonucu oluşan 729 numaralı toprak tevzi parseline ait tapu kaydının Hazine adına oluştuğu 22/01/1964 tarihine kadar zilyet olan kişinin bu yerde 20 yıllık zilyetlik süresini doldurduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde nizasız ve fasılasız eklemeli zilyetliğin halihazırda devam ederek tarımsal faaliyette bulunulduğu, fen bilirkişisi ve harita mühendisinin raporunda da dava konusu yere ait kadastro parseli ile 1955 -1984 yıllarına ait hava fotoğraflarının çakıştırılması sonucu bu yerin komşu parsellerle sınırlarının belirgin olup tarla olarak sürülü olduğu ve zirai bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğunun belirtildiği, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece yeterli araştırmanın yapılmadığını, bilirkişi raporlarına ve tanık ifadelerine itibar edilerek hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18.12.2020 tarihli ve 2020/663 E. 2020/991 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın, 20/03/2007 tarihinde tanzim olunan kadastro tespit tutanağında 22/01/1964 tarihli 4 cilt 406 sahife sayılı tapu kaydı dayanak alınarak ve Toprak Tevzi Komisyonunun 1963 yılında yaptığı çalışmada 729 parsel sayısında sınırlandırıldığı, ancak ... zilyetliğinde iken 1975 tarihinde ... kızı ...'ya 1/2 hisse, ... kızı ...'ya 1/2 hisse hibe ederek zilyetlik haklarının tamamını devir ve teslim ettiği edinme kısmında açıklanmak suretiyle, ... kızı ... adına 1/2 hisse, ... kızı ... adına 1/2 hisse tespit edilerek 27/04/2007 ile 28/05/2007 tarihleri arasında ilan edildiği ve itiraz olmaksızın kesinleşerek tapuya tescil edildiği, taşınmazın 1964 yılında yapılan toprak tevzi çalışmalarında Hazine adına tapuya bağlandığı, ancak 3402 sayılı Kanun'un 46/2. maddesi uyarınca toprak tevzi suretiyle dağıtılan taşınmazların Hazineye ait tapu kaydının oluşum tarihine kadar aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süreyle zilyetlik koşullarının davalı ve bayileri lehine oluştuğu anlaşıldığından tüm dosya kapsamına göre, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına tutunmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Yasa'nın 46/1 ve 14. maddeleri
2. 4753 ve 5618 sayılı toprak tevzi çalışmalarının usul ve esaslarına ilişkin yasa hükümleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda, ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 2 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına kayıtlı Ocak 1964 tarihli, 406 sıra numaralı tapu kaydı dayanak alınarak ve toprak tevzi çalışması sonucu tapunun oluştuğu tarihe kadar eklemeli zilyetlikle iktisap şartlarının ... lehine oluştuğu, ...’nun da 1975 yılında taşınmazın 1/2 payını ... kızı ...’ya, 1/2 payını ... kızı ...’ya hibe ederek zilyetliğini devrettiği edinme kısmında açıklanmak suretiyle 1/2 pay ..., ½ pay ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan tapu kaydına tutunmak suretiyle tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş ise de, toplanan delillerden Hazine adına tesis edilen tapu kaydının oluştuğu tarihten önce davalı ve bayileri lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri uyarınca zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.