Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6320 E. 2023/2267 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde bulunduğu iddia edilen taşınmazların tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili istemine karşı Hazine'nin itirazı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazlar üzerinde 20 yılı aşkın süredir, davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyetliğini ispatladığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun sair yönlerden reddine, yargılama giderlerine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ... ilçesi, Barıştepe Mahallesinde kain 112 ada 1010 ve 1011 parsel sayılı taşınmazların 40 yılı aşkın süredir nizasız ve aralıksız olarak malik sıfatı ile zilyetliğinde bulunduğunu ancak kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalı idare adına tespit gördüğünü ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında; davacının zilyetlikten edindiği kısımların yüz dönümü aşmış olması sebebiyle, dosyada fen bilirkişisi ek raporunda (E) harfi ile gösterilen 112 ada 1011 parsel sayılı taşınmazın 24.703,45 m2'lik kısmı ve bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen ve 112 ada 1010 parsel sayılı taşınmazın 3.850,27 m2'lik kısmı dışındaki taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taşınmazların olağan zamanaşımı süreleri ile kazanımı için gerekli koşulların bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/01/2019 tarihli ve 2016/157 Esas, 2019/3 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü halinde davacının senetsizden edinmiş olacağı taşınmaz miktarının 100 dönümü geçmiş olacağı, bu sebeple davacı tarafın tercih hakkını 1010 parsel sayılı taşınmazda (C) harfi ile gösterilen kısmın tamamı ve 1011 parsel sayılı taşınmazda ise (E) harfi ile gösterilen kısım için kullandığı, dosya kapsamında dinlenen mahalli bilirkişiler, kadastro tespit bilirkişileri ve tanıkların dava konusu taşınmazların babasından davacıya intikal ettiğini bildirdikleri, eklemeli zilyetliğin tespit tarihinden 20 yıldan daha fazla geriye gittiği, nizalı taşınmazların tespit tarihinin 2005 olduğu, 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarında nizalı yerlerde tarımsal faaliyet yapıldığının anlaşıldığı, davacının davasını ispatladığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişi kök raporunda (C) harfi ile gösterilen 3.850,27 m2 ve fen bilirkişi ek raporunda 1011 parselde (E) harfiyle gösterilen 24.703,45 m2 kısımların, (kök rapor A) davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin kısımlar yönünden davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ilişkin yasal koşulların davacı lehine gerçekleşmediği, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler olduğu, reddedilen kısım yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 15/03/2021 tarihli ve 2019/1063 Esas, 2021/340 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazlara ait 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarından taşınmazlar üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığının tespit edildiği, taşınmazların imar ihyasının tamamlandığı ve sonrasında bağ ve tarla vasfıyla, kadastro tespitinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süredir davacı tarafından davasız ve aralıksız olarak, malik sıfatıyla zilyet olarak tasarruf edildiği, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımıyla iktisaba ilişkin koşulların oluştuğu ancak yargılama giderlerinin hesaplanmasında davalı aleyhine hatalı hesaplama yapıldığı, bu nedenle yargılama giderlerine ilişkin hükmün düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun sair yönlerden reddine, yargılama giderlerine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılarak düzeltilmiş şekliyle yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.