Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6362 E. 2023/2755 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalı aleyhine kadastro öncesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davaya konu taşınmazlar üzerinde 20 yılı aşkın süredir zilyetliğini ispatlayamaması ve kadastro tespit tarihinden önce 20 yıl boyunca taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesine dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 124 ada 41,124 ada 205, 124 ada 326, 152 ada 9 parsel ve 166 ada 46 parsel sayılı taşınmazların kök murisi ... ve davalıların kök murisi ... arasında 50-60 yıl önce paylaşıma tabi tutulduğunu, yapılan paylaşım sonucunda 152 ada 9 parselin tamamının, geriye kalan taşınmazların yarı hissesinin ...'ya verildiğini, ancak davaya konu taşınmazların kadastro tespiti sırasında davalılar adına yazıldığını ileri sürerek davaya konu taşınmazların tapu kaydının iptali ile 152 ada 9 parselin tamamının,124 ada 41, 124 ada 205, 124 ada 326 ve 166 ada 46 parsel sayılı taşınmazların yarı hissesinin adına tapuya kayıt ve tescilini istemiş, keşifte dava konusu 124 ada 41 sayılı parsele yönelik davasından feragat etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; kadastro sırasında dava konusu yerlerin bir kısmının babalarının üzerine yazılmasında kötü niyet olmadığını, kendilerine ait taşınmazın davacıların babası adına tespit gördüğünü, 124 ada 205 parselde davacının 1/2 pay oranında hakkı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.04.2019 tarihli ve 2016/188 Esas, 2019/93 Karar sayılı kararıyla; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları gereğince davaya konu taşınmazlarda davacının kök muris dedesi ... tarafından 20 yılı aşkın bir süreyle ekilip biçildiği, onun vefatı ile davacının babası Kadir tarafından bir kısım taşınmazların ekilip biçildiği, bir kısım taşınmazların ise davalıların kök muris dedeleri ile ortak kullanıldığı, ancak davaya konu taşınmazların kadastro tespitinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süredir ekilip biçilmediğinin anlaşıldığı, kadastro tespitinden yaklaşık 20 yıl önceden bu yana davaya konu taşınmazın davacı tarafından hiçbir şekilde kullanmadığı, davacının davaya konu taşınmazları terk ettiği ve aralıksız malik sıfatıyla zilyet olma koşulunu gerçekleştirmediği kanaatine varıldığını, davacının 124 ada 41 parsele karşı yönelttiği davasından feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Nedenleri

Davacı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazları uzun yıllardır dedesi, daha sonra babası, sonra da davacı tarafından kullanıldığını, paylaşımın beyan ettikleri şekilde yapıldığını açıkça beyan ettiklerini, Mahkemece taksim talepleri hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadan davanın zilyetlik süresi yönünden reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Medeni Kanunu'nun 599. maddesine göre mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası, bir bütün olarak kanun gereğince kazandıklarını, bu durumda zilyetlik haklarının külli halef olan mirasçılara geçtiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli ve 2020/1194 Esas, 2021/481 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlar üzerinde davalı taraf da dahil olmak üzere kadastro tespit tarihi olan 2007 yılına kadar 20 yılı aşkın süredir kimsenin zilyetliğinin bulunmadığı, davacının davasını ispat edemediği, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı ...’ın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

Kadastro Kanunu’nun 15. maddesinde, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır.’’

düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanununun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.