Logo

1. Hukuk Dairesi2021/636 E. 2022/463 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalıya satılan taşınmazın bedelinin ödenmediği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, hileye dayalı iptal hakkının kullanımı için öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı tarafından bedelin ödeneceği yönünde kandırıldığını sonradan öğrendiğini iddia etmediği ve davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gözetilerek, hileye dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil,bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 18/12/2020 tarihli 2019/149 Esas 2020/1329 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20.01.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 2149 parsel sayılı taşınmazını 25.11.2006 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiğini, devirden sonra davalı tarafça oyalandığını, satış bedelinin halen ödenmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak, satış bedelinin bir kısmının 27.11.2006 tarihinde davacının banka hesabına havale yapıldığını, bakiye kısmın ise satış günü davacıya elden ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Dava konusu taşınmazın satış ve dava tarihindeki değerinin keşfen saptanmadığını, davalının satış bedelini ödediğini ispat edemediğini, tüm deliller toplanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18/12/2020 tarihli ve 2019/149 Esas 2020/1329 Karar sayılı kararıyla; davacının satış bedelinin ödeneceği yönünde davalı tarafından kandırıldığını sonradan öğrendiğini iddia etmediği, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, davanın usulden reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Dava konusu taşınmazı 25.11.2006 tarihinde davalıya sattığını, ancak satış bedelinin tarafına ödenmediğini, dava tarihine kadar davalı ile görüşmelerinin devam ettiğini, dava tarihinde kandırıldığını öğrendiğini, gerçekte davalıdan aldığı borçların teminatı olarak taşınmazın davalıya devredildiğini, davalıya olan borçlarını ödemesine rağmen davalı tarafça taşınmazın kendisine iade edilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.