Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6401 E. 2023/2024 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı ve karar ile ilam harcının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın zilyetlikle kazanılma koşullarının oluştuğu kabul edilmekle birlikte, harcın taşınmazın tamamı üzerinden değil, tescile konu kısmı üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava dilekçesi ekinde yer alan krokide kırmızı renkle taralı olan, ... ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içesinde, güney ve doğusu yol, kuzeyi ve batısı tespit harici alan ve güney kısmında dedesi ...'ya ait 761 parsel sayılı taşınmaz olan kısmın, 1956 yılında kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını, taşınmazı 20 yılı aşkın bir süredir davasız ve aralıksız olarak malik sıfatı ile kullandığını, erik ve badem ağaçları olduğunu, ayrıca patates ve yeşil soğan ekmek sureti ile tarım yapmakta olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya kamunun yararlandığı veya özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olmadığını, köy tüzel kişiliği ile hiç bir alakası olmadığını, vakıf arazisi, orman arazisi, sazlık, bataklık veya mera olmadığını, bir parçadan bölünmediğini, komşu taşınmazlar ile sınırlarının kesin olarak ayrıldığını, zilyetliğinin hiç bir zaman kesintiye uğramadığını, taşınmazı imar ve ihya ettiğini, 3. kişilerin hakkı bulunmadığını ileri sürerek, taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuş, davalı köy tüzel kişiliği adına köy muhtarı ise, dava konusu yerin davacıya ait olduğunu, davayı kabul ettiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.09.2020 tarihli ve 2018/627 E., 2020/421 K. sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın 1990, 2005 ve 2011 tarihli hava fotoğraflarında tarım arazisi olarak kullanıldığı, 1990 yılından evvel imar - ihyanın tamamlandığı zilyetlik faaliyetlerinin devam ettiği, zilyetlikle kazanıma ilişkin tüm olumlu ve olumsuz koşulların sağlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 28.06.2019 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 644,00 m² tapusuz taşınmazın davacı adına son parsel numarası verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; birlikişi raporunda A harfi ile belirtilen 644 m2 taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tepe olarak, B harfi ile gösterilen 141,31 m2 taşınmazın da yol olarak tescil harici bırakıldığını, A harfi ile gösterilen kısım hakkında karar verildiğini, diğer taşınmaz hakkında hüküm kurulmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tepelerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, zilyetlikle kazanılmaya elverişli olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 04.02.2021 tarihli ve 2020/1493 E., 2021/130 K. sayılı kararıyla; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının sağlandığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; yol olarak tespit harici bırakılan yerin zilyetlikle kazanılmasının söz konusu olamayacağını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

3.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Ancak, yargılama sonunda takdir edilecek nispi karar ve ilam harcı kamu düzeninden olup mahkemece re'sen belirlenmesi gerekir. Mahkemece, tepe olarak tescil harici bırakılan (A) harfi ile gösterilen kısım hakkında açılan dava kabul edildiğinden, (A) harfi ile gösterilen 644m2’nin arazinin değeri üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken taşınmaz üzerinde davacı tarafından yapılan yapıların, ağaçların ve (B) harfi ile gösterilen 141,31m2’lik kısmın değeri de eklenerek fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değildir.

4. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Alınması gereken 128,45 TL karar ve ilam harcının peşin alınan, 309,43 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 180,98 TL harcın istek halinde davacıya iadesine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.