"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı dava dilekçesinde, murisi ... adına kayıtlı 10.06.1972 tarihli ve 22 sıra numaralı 1.400 m2 yüzölçümlü tapu kaydının ... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları sırasında uygulanıp revizyon görmediğini, bu tapulu taşınmazın dava konusu 128 ada 16 parsel sayılı taşınmaz içinde bırakılarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın zeminde belirlenecek murisine ait 1.400 m2 alanlı bölümünün etrafının taş ve tel çitle çevrili olup yıllardan beri yonca ekili olduğunu, murisi ve dedesinin ölümüne kadar taşınmazın nizasız fasılasız malik sıfatı ile kullanıldığını, ölümünden sonra da mirasçılarının taşınmazı bugüne kadar malik sıfatı ile tasarruf ettiklerini belirterek, bu kısmın tapu kaydının iptali ile ... ...'in veraset ilamında belirtilen payları oranında mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, tespitin doğru olduğunu, davacının murise ait bir taşınmaz için tek başına dava açma ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, davacı taraf yararına yasada aranan şartların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne 128 ada 16 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunun krokisinde "A" harfi ile gösterilen 1.400 m²lik kısmının ifrazı ile (aynı adanın son parsel numarasını almak üzere) davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile muris ... ...'in veraset ilamındaki payları oranında mirasçılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yararına kazanma koşulları oluşmadığını, alınan raporların yasaya ve yüksek yargı içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini, hava fotoğrafı uygulamasının yetersiz olduğunu, etrafının orman parselleri ile çevrili iken özel mülkiyete konu edinilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile keşifte dinlenen yerel bilirkişi, tutanak bilirkişisi ve davacı tanıklarınca dava konusu taşınmazın tespit tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile davacının murisi ... ..., ölümünden sonra ise mirasçıları tarafından zilyetliğin sürdürüldüğü bildirildiğine, davacı tarafından dayanılan ve hükmen oluşan muris ... ... adına kayıtlı 1400 m2 yüzölçümlü 10.06.1972 tarih 22 numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmaz bölümünü kapsadığı keşfen belirlendiğine, 1972 yılına ait hava fotoğrafında imar ihya görmüş yerlerden bulunduğunun jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından açıklandığına, 25-30 yıldır kullanılan tarım arazisi vasfındaki sürülü yerlerden olduğunun ziraatçı uzman bilirkişi tarafından bildirildiğine göre, davacı yararına kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediği açıklanarak davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu 20.maddesinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.