"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : PAMUKOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı tarafın başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili, ... ili, .... ilçesi, ... köyü .... parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak murisi ... ...'dan intikal eden ... ve 203 parsellerin takası ile elde edildiğini ancak, kadastro çalışmaları sırasında yolsuz işlemler ile muvazaalı olarak ....adına tescil edildiğini ve daha sonra 2.250,00 metrekaresinin ...'ya verildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/3 hissesinin davacı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ayrı ayrı cevap dilekçelerinde, dava konusu taşınmazın tapulama sırasında .... adına kayıt ve tescil edildiğini, kadastro çalışmaları üzerinden 10 yıllık sürenin geçtiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2020 tarihli 2017/546 Esas , 2020/111 Karar sayılı kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin davalıların davacı ...'nın dava konusu gayrimenkulde yeri olduğuna ilişkin kabul beyanlarını dikkate almaksızın karar verdiğini, kadastro tespiti sırasında muvazaalı yolsuz işlemler yapıldığını, tapulama tutanakları incelendiğinde kız çocuklarından mal kaçırmak için önceki tespitin iptal edilerek, daha sonra muvazaalı işlemlerle dava konusu yerin ..... adına tespit edildiğinin görüldüğünü, taşınmazın muris .... ...'ya ait olduğunun dosya kapsamında sabit olduğunu, ayrıca tapuda taşınmaz üzerinde davacı ...'nın 45 yıldır ikamet ettiği evi ve bahçesi bulunduğuna ilişkin tapuda şerh yer aldığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 21.01.2021 tarihli ve 2020/1062 Esas, 2021/16 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 26.03.1981 tarihinde kesinleşmesiyle tapuya tescil edildiği, davanın ise 18.10.2017 tarihinde açılmış olduğu bu haliyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerin tekrarı ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucunda Sakarya ili, .... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ... parsel sayılı 4.520,00 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bahçeli ahşap ev ve ahır vasfıyla ... oğlu ...’nın ....’dan bilinmeyen bir bedel karşılığında satın almak suretiyle 20 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde iken 1963 yılında ölümü ile verasetini karısı ... ile evlatları.... ve ....’yi bıraktığı belirtilerek iştirak halinde adı geçenler adına tespit edildiği, tespite yapılan itirazın kabulü ile bu kez 04.08.1978 tarihli komisyon kararı ile tespitin iptali ile taşınmazın ....’ya ait olduğunun ve üzerindeki (A) harfi ile gösterilen evin ...’ya ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verildiği, komisyon kararının 28.03.1981 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın...’nın ölümü ile yasal mirasçılarına intikal ettiği, 1/2 hissesinin satış ve birleştirme işlemleri nedeniyle ...’ya kayden devredildiği, davanın 18.07.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile Mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinin yerinde olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.